Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Burs alan, bursu olan, bursiyer
"burslu" kelimesinin kullanım örnekleri.
TED Malatya Koleji tarafından konuyla ilgili olarak yapılan açıklamada, “TED bünyesinde bulunan gönüllü komite üyelerinin Tam Eğitim Burslu öğrencilerimize yönelik gerçekleştirdiği etkinlikler kapsamında TED Genel Başkan Yardımcımız Kemal Ziya Savran ile Bursluluk Komitesinden Alev Akkerman ve Duygu Kasan okulumuzu ziyaret ettiler.
Tam burslu olmayan veya burssuz öğrenciler hangi akademik kadrodan eğitim alacaklarını bilerek paralı eğitime imza atarlar.
Vakıf Üniversitelerinin burslu ya da burssuz programlarının özel koşullarını göz önünde bulundurmadan tercih yapmak.
Uluslararası Öğrenciler Akademisi, burslu ya da burssuz tüm uluslararası öğrencilerin katılımına açık olacak.
Devlet ve vakıf üniversiteleri arasındaki puan makası her geçen yıl açılırken, vakıf üniversitelerinin burslu, burssuz programları arasındaki farklar da giderek büyüyor.
Yine vakıf üniversitelerinin burslu burssuz programları arasında çok yüksek farklılıklar bulunuyor.
Vakıf üniversitelerinin burslu ya da burssuz programlarının özel koşullarını göz önüne almamak.
Özellikle var olan bölümlerimizdeki burslu bölümler, öğrencilerin alabilecekleri burslar, çift diploma imkanları, hukuk fakültesindeki devam mecburiyetlerinin olmayışı ve sınavdan sınava girebilme imkanı birçok kişide kolaylık sağlaması öğrencilerin tercih etme sebebi oluyor.
Yüksek lisans için İstanbul'da özel bir üniversiteden mekatronik tezli programından tam burslu olarak ön kabul aldığını dile getiren El Abrash, iyi bir akademisyen olmak istediğini ifade etti.
Burslu olarak ya da bütçe imkanlarıyla yetiştirilmek üzere yurt dışına gönderilen veya sürekli görevle yurt dışına atanan memurlar veya yurt dışına kamu kurumlarınca gönderilen öğrencilerin memur eşlerine, görev veya öğrenim süresi içinde aylıksız izin verilebilecek.