"caydırmak" ne demek

"caydırmak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Bir sonraki savaş sahasına hazırlanmak, ülkemiz ve halkımıza yönelik yeni nesil tehditleri caydırmak ve yenmek için Amerika'nın en iyi ve en cesurlarını göreve çağırmanın zamanı geldi.

Trafiğe kapalı olduğunu gösteren tabelalar koyulmasına rağmen köprüden geçen vatandaşları caydırmak için köprü girişlerini hafriyat kumlarıyla dolduran Büyükşehir belediyesi, köprüden geçişlere yine de engel olamıyor.

İşgalci siyonist rejimin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Kudüs'e gitmesini caydırmak için bu tavrı geliştirdiğini biliyoruz.

France Info'da yayınlanan habere göre, Besançon Belediyesi, özellikle yaz aylarında sayısı artan sokak dilencilerini caydırmak amacıyla ilginç bir karar aldı.

Bir takım tedbirler ve cezai işlemler uygulanmazsa insanları caydırmak kolay olmuyor.

NATO, Rusya'yı caydırmak amacıyla 2016 Varşova Zirvesi'nde aldığı kararla Geliştirilmiş İleri Mevcudiyet olarak adlandırdığı strateji ile Estonya, Letonya, Litvanya ve Polonya'ya asker sevkiyatı başlatmıştı.