Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
dökük
  • sıfat Dökülmüş
    "Başasistanın saçları dökük olduğundan onu doçent filan sanıyordu." - H. Taner
  • Çok eskimiş
  • Dökümlü
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
dökük

Dağlardan kopup toplanan irili ufaklı taş parçaları.

"dökük" kelimesinin kullanım örnekleri.

Manastırın açılışına katılan rahip Daniel Savcı ise "Bugüne kadar Aziz Aho Manastırı yıkık dökük ve harabe durumdaydı.

Dökük kıllarının her kökünde uyuz kabartıları zıplaşan ve ruhundaki cerahat ağzından dökülen bu adi hayvan fikir adına hiçbir mahalle itinin tenezzül etmeyeceği küfürlere kadar düşer.

Kulelerin bir tanesinde ise orta kısmını kapatılması için yerleştirilen camların kırık dökük halde duruyor.

Dün şehirlerimizi bir ur gibi istila eden yıkık, dökük gecekonduların önüne geçmenin yollarını arıyorduk, bugün gereğinden fazla yüksek yapılan binalardan duyduğumuz rahatsızlığı ifade ediyoruz.

Hayvanlarının ikisinin de yıkık dökük evin, eskiden tütün mahzeni olarak kullanılan bodrum kısmına düştüğünü gören Üstün, Samsun Büyükşehir Belediyesi itfaiyesine haber verdi.

Bombaların hedef aldığı yıkık dökük binalarında ve minaresi parçalanmış camisinde savaşın tüm şiddetine rastlanan Marratinuman kentinin, az ilerisinde bulunan Hen Şeyhun kasabasında, kimyasal saldırı sonrasında evlerini terk eden insanların geri döndüğü, sokaklarda rahatça gezdiği ve esnafın dükkanlarını açtığı gözlendi.

Cepheden gördüğünüz onlarca yıkık dökük harabenin olduğu kentle göz göze geliyorsunuz.

Ağış, hamamı haremde esaret altında yaşayan kadınların yalnızca bedenlerini değil, ruhlarını da arındırdıkları bir ibadethane, kırık dökük hayatlarını bir su dökünme süresince unuttukları bir kayıp cennet olarak yorumlamış.

Kötürüm derecesinde hasta, zayıf ve düşkün, bir veya iki gözü kör, boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırık, dili, kuyruğu, kulakları ve memesi kesik, dişlerinin tamamı veya çoğu dökük hayvanlar kurban edilemez.

Satın alınacak olan kurbanlıkların incelenmesi gerektiğini hatırlatan Aydoğan, kütürüm derecesinde hasta, zayıf, düşkün bir veya iki gözü kör, boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırık, dili, kuyruğu, kulakları ve memelerinin yarısı kesik, dişlerinin tamamı veya çoğu dökük hayvanlardan kurban olamayacağını söyledi.

Somun ekmek ve makarnaya, menemenden bozma çakma yemeklere, sabahlamalara, kankalara, kaprislerimizi çekmelere, kırık dökük mobilyalı evlere, derste uyumalara, dersi kaynatmalara, haftalık değişen aşklara, bilmem daha neler nelere veda vakti' cümlelerini okuyan öğrencilerden kimi gözyaşlarını tutamadı, kimi hocasına sarılıp öptü.