Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
dökmek
  • -i Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları kaptan başka bir yere boşaltmak
    "İhtiyar karısı pırıl pırıl kalaylı maşrapa ile ona su dökecek." - S. F. Abasıyanık
  • Belli bir yere boşaltmak
    "Sigara tablasını dökmek."
  • Akıtmak, düşürmek
    "Annem bunu sezdiği gün, babamın arkasından döktüğü yaşları unutacak kadar bedbaht olur." - Y. Z. Ortaç
  • -e Saçmak, serpmek
    "Tavuklara yem döktü."
  • Salmak, bırakmak
  • Üstünde bulunan bir şeyi düşürmek
    "Yapraklarını dökmüş iki söğüt ağacı..." - S. F. Abasıyanık
  • Teninde kızamık, kızıl, suçiçeği hastalıklarında olduğu gibi kırmızı lekeler çıkmak
  • Maden, mum eriyiği veya çimento, alçı vb.ni kalıba akıtarak biçim vermek, döküm yapmak
    "Heykel ilkin çamurdan yapılıyor, sonra kalıbını çıkarıp tunçtan dökecekler." - H. Taner
  • Sulu hamuru kızgın yağ veya tepsinin içine akıtarak pişirmek
    "Lokma dökmek. Kadayıf dökmek."
  • 10. Bir yere çokça bir şey yığmak, taşımak
    "Sınıra asker dökmek."
  • 11. nsz Çok söylemek
    "Dil dökmek."
  • 12. Bir şeyi yok etmek için atmak
    "Satılmayan hamsileri denize döktüler."
  • 13. -e Bir işte veya bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik yapmak
    "Şimdi maşallah açılmaya başladım diye söylenirsin, işi ahbaplığa dökersin, olur gider." - R. N. Güntekin
  • 14. Yakmak, tutuşturmak
    "Sabah ve akşam kahvaltıları için mangal döktürürdü. Mangal yakmak denmezdi. Mangalı dök, tutuştur denirdi." - N. Neyzi
  • 15. Kullanmak, harcamak, sarf etmek
    "Dimağ ve beden cevherlerini döken çocukları hesaplı bir kalori ile beslemek lazımdı." - C. Uçuk
  • 16. Çok sayıda öğrenciyi sınavda veya bir üst sınıfa geçirmede başarısız saymak
    "Sınıfın yarısını döktüler."
  • 17. nsz Bol bol vermek, ödemek, sarf etmek
    "Para dökmek."
  • 18. Açığa vurmak, söylemek, ortaya koymak
    "Acaba biraz anlatsan, derdini döksen olmaz mı?"
Tarama Sözlüğü
dökmek
  1. Bırakmak, terketmek, atmak.

  2. Sarfetmek, harcetmek

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
dökmek

Vermek: Bu gezinti dat dökmedi hiç.

"dökmek" kelimesinin kullanım örnekleri.

Ömrünün legal siyasetin içinde geçtiğini, herhangi bir şekilde halkı sokağa dökmek ya da ayaklandırmak gibi bir amacı olmadığını kaydeden Eşkinat, çağdaş, demokratik, parlamenter rejimden yana olduğunu, demokrasiye sahip çıkılmamasının sonucunun faşizm ve diktatörlük olacağını, birlikte mücadeleye sahip çıkılması gerektiğini aktardı.

Bu millet, bu millete saygısız edenleri, bu milleti denize dökmek gibi bir densizce laf edenleri de bekliyorlar her yerde Anadolu'nun her coğrafyasında.

Çakıl dolu traktörle birlikte bölgeye gelen işçiler, kapağı açıp çakılı yola dökmek istedi.

İş makinesiyle yola hafriyat dökmek isteyen Akbulut, bir netice alamadı.

Ettiyse de bir küfür nedeniyle üzerine tiner dökmek suretiyle vahşice bir cinayet işlemişler.

Kani Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, olay günü ikinci kat betonu dökmek için tabliyenin üzerine çıktığını belirterek, ilk kat betonu da kendisinin döktüğünü söyledi.

Asla çocuk sahibi olamayacağımı bilsem de yüreğimin kapanmayacak o yarasını şiire dökmek istedim.

Firmalar tarafından dün itibarı ile 4 gün süt alınmadığından dolayı 6 ton sütü dökmek zorunda kaldık.

Üreticiler olarak çok büyük zahmetlerle elde ettiğimiz sütü dökmek bizi derinden üzmüştür.

Allah'a şükürler olsun bugün Gürpınar'ın ana caddesi olan Milli Egemenlik Caddesi'nde asfaltımızı dökmek nasip oldu.

Burhaniye ilçesinde, hayırlarda lokma dökmek için değişik firmalar hizmet verirken, mahalleli kadınlarında imece yaparak örnek bir dayanışma örneği sergilemeleri dikkat çekti.

Alınan bilgiye göre, Kabayel Köyü Jandarma Karakolunda görevli askerler, çöp dökmek için karakoldan çıktıkları sırada bir grup teröristin saldırısına uğradı.