Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak
"Harp Divanına vermeden önce şurada kemiklerini kırıncaya kadar bir dövsem!" - H. E. Adıvar
- Çamaşır, halı vb.ni tokaç, sopa gibi şeylerle vurarak
temizlemek
-
-de Bir şeyi toz durumuna getirmek için ezmek
"Döveçte karabiber dövmek." - Ezmek
- Çırpmak
- Ateşte ısıtılarak yumuşatılmış bir madeni, vurarak istenilen
biçime getirmek
"Demiri tavında dövmeli." - Topa tutmak
"Gemi kaleyi dövdü." - Çarpmak, sertçe dokunmak
"Ayakları ile suyu dövüp ürküttüğü balığı gagası ile havalandıran beyaz pelikan." - S. F. Abasıyanık
-
nsz Davul vb. çalmak, vurmak
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Yenmek: Dün Çetinkaya'yı iki bir dövdüm.
Çalmak, vurmak: Kapıyı dövdüm dövdüm açılmadı.
"dövmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Şiddetin, fiziksel, duygusal, sosyal, ekonomik ve cinsel olarak ayrıldığını belirten Buğa, fiziksel şiddetin sadece dövmek, vücudunun bir yerini morartmak olmadığını, sarsmak veya itmenin de fiziksel şiddet olduğunu kaydetti.
Bu gücü görmezden gelip bastırmaya, susturmaya çalışmak, eve kapatmak, dövmek, öldürmek ve bunları yapanın kendi acizliğini örtebilmek için başvurduğu zavallı bir çabadır, toplumsal bir yaradır.
Kadınlarımızın sahip olduğu bu gücü, özveriyi görmezden gelip bastırmaya, susturmaya çalışmak, eve kapatmak, dövmek, öldürmek, yapanın kendi acizliğini örtebilmek için başvurduğu zavallı bir çabadır, toplumsal bir yaradır.