Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
düçar
  • sıfat Uğramış, yakalanmış, tutulmuş

"düçar" kelimesinin kullanım örnekleri.

Çavuşoğlu, mesajında, bazı orduların büyük mücadeleyle girdikleri toprakları talan ettiğini, yanlarına vardıkları milletleri zulme düçar eylediğini, yeryüzünün en kutlu ordularının da girdikleri toprakları abad ettikleri gibi gönüllere de büyük bir ferahlık verdiğini belirtti.

Bu gemi yürüdüğünde hep birlikte kazandığımız gibi delinip su aldığında da hepimiz aynı akıbete düçar olacağız.

Benim medyaya düçar olduğum, medyada görünmek için yanıp tutuştuğum falan yok.

O kitabı dikkate almayan, onun hayat veren ilkelerine tavır alan topluluklar da nice talihsizliklere düçar olmuşlardır.

Türkiye hep zaman kaybetti, ekonomik olarak olumsuzluklara düçar oldu.

Yaptıkları zulümlerden dolayı her defasında büyük belalara düçar olan İsrailoğulları, geçmişlerinden, atalarının akıbetinden ders almayarak insanlığı yine tehdit ediyorlar.

Kötü bir şekilde etrafında onu yönlendiren kirli bir mekanizma ya da basiretsizlik, ferasetsizlik, mantıksızlık derecesinde hırsa kapılma, kötü ve çirkin bir ahlaki seviye içine düçar olma şeklinde düşünülebilir.