Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Dünya ile ilgili, dünya işlerine ilişkin, uhrevi
karşıtı
"dünyevi" kelimesinin kullanım örnekleri.
Sendikacılığı sadece bir meslek örgütlenme olarak algılanma yerine, eğitim seviyesi yüksek bir meslek grubunun, hayatın her alanını kucaklayan ve yeniden inşa eden, dünyevi ve uhrevi bazı sorumlulukları taşıması gerektiğine inanıyoruz.
Kararlarda cemaatleşme süreçlerine de değinilirken, tasavvufi düşüncenin kurumsallaşmasıyla oluşan bazı yapıların, zaman zaman etki alanlarını güçlendirme adına progragmatizme kayabildiği ve varlıklarının devamı için dünyevi kaygılarla hareket edebildiklerine net bir şekilde ifade ediliyor.
Anasına, babasına öf bile dememeyi emreden bir dinin terbiyesi ile büyüklerine hizmet etmeyi, dünyevi ve manevi birer nimet sayan geleneğin terbiyesi ile yanınızdayız.
Pozitivist yönü, onu hem teolojiden hem de felsefeden kopartmış, ona dünyevi bir iktidar sağlamıştır.
Kutlu bir mücadele esnasında, nefesi kesilenler, nefsine esir düşenler, dünyevi menfaatlere yenilenler çıkmıştır, bundan sonra da çıkmaları muhtemeldir.
Ahmet Sula, gençlere bütün dünyevi makamların geçici olduğunu anlatarak, önemli olan makamın insanların gönlünde yer etmek olduğunu ifade etti.
Salona girip, akşam trafiğinden bezmiş, yorgun halde dünyevi yüklerimin tümüyle oturdum koltuğa, ağır mı ağır.
O dünyevi yüklerimin tümünü oturduğum koltukta bırakıp, kuş gibi hafiflemiş ayrılıyorum salondan.
Kutlu bir mücadele esnasında, nefesi kesilenlerin, nefsine esir düşenlerin, dünyevi menfaatlere yenilenlerin çıktığını, bundan sonra da çıkmalarının muhtemel olduğunu anlatan Bahçeli, insanoğlunun çiğ süt emdiğini, yanılması, yozlaşma akıntısına kapılıp yanlış istikametlere sürüklenmesinin beklenebileceğini ifade etti.
Çünkü dünyevi kitapları okumadan dini ilimlerin hikmetini anlayamıyoruz.
Dünyevi ve uhrevi hiçbir değeri uyuşmayan siyasi partilerin sanki zorla bir araya getirildiklerini görüyoruz.