"düstur" ne demek

"düstur" kelimesinin kullanım örnekleri.

İnsanlara yardım etmeyi, insanların elinden tutmayı, ekmeği bölüşmeyi hepimiz kendimize düstur edinmişiz.

Bir konuşma da yapan Can, ''2004 yılında başladığımız belediyecilik hayatımızda yol ve altyapı çalışmaları derken aynı zamanda sosyal belediyecilik ve kültürel anlamda da tiyatronun önemini kendimize bir düstur edindik.

Zira bizler, ilim ve irfan sahibi kimselere hürmeti, bize bir harf dahi öğreten kimsenin karşısında saygıyla eğilmeyi düstur edinmiş bir milletin mensupları olarak bu duyguları ana ocağından hemen sonra sizlerin sayesinde eğitim yuvalarında edindik.

Bugün elimizde tuttuğumuz bayrağı en iyi şekilde taşımak, şehrimize, halkımıza ve en önemlisi ulusumuza hizmet etme noktasında taşıdığımızın bilincindeydik ve görev yaptığımız süre içerisinde bunu kendimize bir düstur olarak görerek bu bilinç ile çalıştık.

Sağ elin verdiğini sol elin görmemesi gerektiği hadisini düstur aldıklarını belirten Karakaya, destek veren ve alanların birbirini bilmediğini, kendilerinin görünen yüz olarak her iki taraf ile iletişim kurduklarını söyledi.

Bu anlamda tüm kurumlarımız personel yaklaşımlarını bu düstur üzere bina etmeli, vatandaşlarımızın işleri aksaklığa, ötelemeye mahal verilmeksizin sonuçlandırılmalıdır.

Türkiye genelinde 75 restoranıyla faaliyet gösteren Bereket Dönerin, hijyenik şartlarda kaliteli ve helal hammaddeler ile üretilen ürünlerini aynı düstur ile, nezih mekanlarda halkın beğenisine sunmayı amaçladıklarını belirten Muhammet Nezif Emek, bu sebeple tüketiciden ve yatırımcılarından tam not aldıklarını dile getirdi.