Güncel Türkçe Sözlük
-
nsz Toplu durumdayken ayrılıp birbirinden
uzaklaşmak
"Zaten arkadaşlarımın her biri bir yana dağılmıştı," - A. Ümit
- Değer ve birimler belli etkenlerle, oranlı olarak
bölünmek
- Parçalanarak yayılmak, ufalanmak
"Kentin eski merkezindeki evler kendiliğinden yıkılıyor, bahçe duvarları dökülüp dağılıyordu." - A. Kutlu
- Karışık duruma gelmek, düzeni bozulmak
"Siyah saçları hare hare suyun yüzüne dağıldı." - C. Uçuk
- Birliği, beraberliği bozulmak
"Golü yiyince takım dağıldı. Babanın ölümünden sonra aile dağıldı." - Bir topluluğun, kuruluşun varlığı son bulmak, fesholunmak,
münfesih olmak
- Yavaş yavaş kaybolmak, yok olmak
"dağılmak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Acemi birliğini tamamlayan askerler, yeni görev yerlerine dağılmak üzere kışladan ayrıldılar.
Patnos Kaymakamı Engin Yalçın, yaptığı açıklamada, Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından 2017 yılında ihtiyaç sahibi ailelere dağılmak üzere Patnos SYDV Müdürlüğüne gönderilen 18 bin ton kömürün dağıtımının devam ettiğini söyledi.
Gösterilen ilgi ve sevginin de etkisiyle konuşmaya başlayan Gizem ile çiftin dağılmak üzere olan yuvası kurtuldu.
Maddi sıkıntıların giderilmemesi durumunda takımımız dağılmak zorunda kalabilir.
Oyun özünde küçük bir çapkınlık hikayesiyken, aslında dağılmak üzere olan küçük aile yapısını nasıl ayakta tutarızın, mücadele vermeye çalışırken de insanların kötü alışkanlıklar edinmesiyle ilgili.
Küflenmiş su boruları vardı, tıkanmak üzere olan ve dağılmak üzere olan bir kanalizasyon sistemi vardı.