Kelime tanımını bul

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
dalıp

At isteyen kısrak, erkek isteyen dişi eşek ya da hayvan.

"dalıp" kelimesinin kullanım örnekleri.

Bölgede bahçesi bulunan vatandaşlar ise ulaşımını dereden suya dalıp geçerek sağlıyor.

Beyniniz kendini kapatınca, dalıp gidince, yaptığınız atışlarda da aynısı oluyor.

Sanatçı neredeyse tüm sanat yaşamına bir bakış sunmasını hedeflediği bu sergi için, tüm eserleri arasına dalıp titiz bir seçki hazırlamış.

Ortak ahitlerde karar kılmaktır, aynı hülyalara dalıp aynı rüyaları yaşamaktır ve aynı değerleri sahiplenmektir.

Yakup Kaska, Doğa Koruma ve Sulak Alanlar Şube Müdürü Mehmet Uzuner, Milli Parklar Şefi Sedat Gavcar ile kaplumbağa gönüllüsü Ali İhsan Emre tarafından tank içinde getirilen kaplumbağa, kısa sürede denize dalıp gözden kayboldu.

Binlerce sümsük kuşu, füzeler gibi dalıp sardalye sürülerine saldırılar düzenliyordu.

Bir suya dalıp kulağına su kaçmak, kendi isteği olmayarak boğazına toz ve Duman girmek, kendi isteği olmayarak kusmak, kendiliğinden içeriden gelen kusuntusu yine kendiliğinden içeriye gitmek, uyurken ihtilam olmak, dokunma ve öpme olmadan sadece bakmak ve düşünmek sebebiyle boşalmak, karısını sadece öpmek, geceleyin cünüp olduğu halde sabaha kadar yıkanmayı gündüz yıkanmak, dişleri arasında sahur yemeğinden kalan nohut miktarından az olan kırıntıyı yutmak, ağızdaki tükürüğü yutmak, ağzına gelen balgamı yutmak, kafasından burnuma gelen akıntıyı içine çekip yutmak, ağzına aldığı ilacın tadı boğazına varmak, erkeğin tenasül organına ilaç veya su akıtmak, göze ilaç damlatmak, kan aldırmak, gözlerine sürme çekmek gibi durumlar orucu bozmaz.

Suya dalıp kulağa su kaçırılması, kendi isteği olmadan boğaza toz ve duman girmesi, kendi isteği olmadan kusmak, kendiliğinden içeriden gelen kusuntunun yine kendiliğinden içeriye gitmesi, uyurken ihtilam olunması, öpme ve dokunma olmadan sadece bakarak düşünerek boşalmak, karısını yalnızca öpmek, gece cünüp olunduğu halde sabaha kadar yıkanmayarak gündüz vakti yıkanmak, dişlerin arasında sahur yemeğinden kalmış olan nohut miktarından az olan kırıntıyı yutmak, ağızda bulunan tükürüğü yutmak, ağıza gelmiş olan balgamı yutmak, kafasından burnuna gelen akıntının içe çekilip yutulması, ağıza alınan ilacın tadının boğaza varması, erkeğin tenasül organına su veya ilaç akıtılması, göze ilaç damlatılması, kan aldırmak ve gözlere sürme çekmek gibi durumlar ile oruç bozulmaz.