Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Çevresinde olup bitenleri fark edemeyecek kadar
düşünceye dalan
"Kendi kendine mırıldanır gibiydi, dalgındı." - T. Buğra
- Dikkatini belirli bir konu üstünde toplayamayan
-
zarf Kendinden geçmiş bir durumda
"Bir süre susuyor, sonra dalgın konuşuyor." - A. Ümit
"dalgın" kelimesinin kullanım örnekleri.
Kadın bulvara geldiğinde dalgın olması nedeniyle kırmızı ışıkta yolun karşıya geçmeye çalıştı.
İşte orada dalgın olmak ve zamanlamayı iyi yapamamak bize pahalıya patladı.
Denetimlerde, dinlenme sürelerine uymayan ya da uykusuz, yorgun ve dalgın olan sürücülerin en yakın dinlenme tesisi ve Bölge Trafik İstasyon Amirliğine davet edildiği çalışmalarda ayrıca çay ikramında bulunuldu.
Yorgun, dalgın ve uykusuzluğu giderilen sürücülere, eğitim çalışması sonrasında güvenli şekilde yolculuk yapması için müsaade edildi.
Elindeki cep telefonuyla konuşarak dalgın bir şekilde karşıya geçen kadına bir otomobil çarptı.
Bir süre bekleyen Ali Kovaç, adamın dalgın anından faydalanıp, elindeki bıçağı aldı.
İşte orada dalgın olmak ve zamanlamayı iyi yapamamak pahalıya patladı bize.