Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Dalgalı duruma getirmek, dalgalanmasını sağlamak
"Preveze Harbi'nde Bora Reis de sancak dalgalandırdıktan sonra muzaffer donanma ile ilk defa İstanbul'a geldi." - N. Hikmet
"dalgalandırmak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Türkiye'den bir vücut geliştirme şampiyonu olarak dünyada Türk bayrağını dalgalandırmak istiyorum, İstiklal Marşı'mızı okutmak istiyorum.
Milli sporcu olduktan sonra ilk hedefim Avrupa şampiyonluğu ve daha sonra dünya şampiyonu olup Türk bayrağını dalgalandırmak istiyorum.
Ama devlet, devlet olmak için o şanlı bayrağı dalgalandırmak ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk ruhunun şad olması için bir engellisine, acizine, yaşlısına bir nefesini daha kaliteli harcaması için milyarları hiç gözünü kırpmadan harcadığı zaman devlet olur.
Bayrağımızı orada dalgalandırmak, ata sporumuz okçulukta 'Türkiye de var' dedirtmek büyük bir gurur.
Yarışlara hazırlanmak ve güç depolamak için Kayseri'ye gelen Buse Aygün, 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'nda derece elde ederek Türk bayrağını dalgalandırmak istiyor.
Ülkemizin bayrağını uluslararası şampiyonada dalgalandırmak, İstiklal Marşı'mızı bütün ülkelere dinletmek en büyük arzum.
Milliyetçi Hareket Partisi Çorum İl Başkanı Arslan Kaynar, tüm belediyelerde üç hilali dalgalandırmak için çalışacaklarını söyledi.
Şampiyonaya yıldızlar takımı ile katılan kulüp Sarp Mergi, Enes Kamacı, Eren Özdemir, Aziz Sever, Sıla Şener, Hande Şanlı, Mücessem Erden ve Rana İgan gibi güçlü sporcularıyla kürsüde Türk bayrağını dalgalandırmak için mücadele edecek.
Yüce bir millet ve onun şanlı mensupları olarak bayrağımızı dimdik ayakta tutmak ve onu ebediyen dalgalandırmak için, her zaman olduğu gibi bugünde birlik beraberlik içinde olmamız, bölücü, parçalayıcı ve yıkıcı unsurlara karşı son derece uyanık olmamız gerekmektedir.