Güncel Türkçe Sözlük
dalgalanmak
-
nsz Üzerinde dalga oluşmak
- Renk, ton değiştirmek
"Yüzünde belli belirsiz bir pembelik dalgalanmıştı." - H. Taner
- Hareketli olmak, kıpırdamak
"Kadının simsiyah saçları, gelişigüzel rüzgârın önüne bırakılmış, dalgalanıyor." - E. M. Karakurt
- Tutarlı olamamak, tutarlı davranışlarda bulunamamak
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
dalgalanmak
Başı dertte olmak, telaşa düşmek.
"dalgalanmak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Bayrağımız dimdik tertemiz dalgalanmak için şehit kanı ister, parlamak için dik durmak için biz bin yıldır bayrağımıza kan verdik.
Toprağını kahramanlar bekliyor ve bir bayrak dalgalanmak için rüzgar bekliyor.
Bu ülkenin bayrağı sürekli o kardeşlerimiz için de dalgalanmak durumundadır.