Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
dam
  • isim Yapıları dış etkilerden korumak amacıyla üzerlerine yapılan çoğu kiremit kaplı bölüm
    "Pencerenin önüne geçmiş, dalgın ve hiddetli nazarlarıyla karşıki damları seyrediyordu." - E. E. Talu
  • Üzeri toprak kaplı ev, küçük ev, köy evi
    "Hekim kendisine üç ay, tam üç ay damdan dışarı çıkmaya izin vermemişti." - N. Nâzım
  • Tutukevi
  • Ahır
    "At damında çocuğa çok iyi bir yer yapmıştı." - H. E. Adıvar
Zanaat Terimleri Sözlüğü
dam
  1. Ahır. (Değirmendere -Afyonkarahisar; Dutlu, Esnemez, Yayla, İnönü -Eskişehir; Boyalı, Afşar, Kadıobası, Garibçe *Güdül -Ankara)

  2. Ev. (-Kars)

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
dam
  1. Toprak damlı ev, kulübe, köy evi.

  2. Oda.

  3. Ceza evi.

  4. Kapalı yer.

  5. Hayvan yiyeceğinin saklandığı yer, ambar.

  6. Yaylada sütlerin saklandığı yer.

  7. Ahır.

  8. Baca.

Vikipedi
Dam

Dam, Türkiye'nin değişik yörelerinde farklı anlamlarda kullanılan bir kelime olsa da, Karadeniz ve Karadenizli için sadece denizle iç içe geçmiş bir yaşamı ifade eder.

Dam, balıkçıların ağlarını asmak ve onarmak, diğer av malzemelerini muhafaza etmek ve dinlenmek amacıyla deniz kenarına, kimi zaman da kıyıda direk deniz üstüne kurulmuş olan, genelde ahşaptan inşa edilmiş kulübedir. Bazıları 2 katlı ve gayet konforludur.

"dam" kelimesinin kullanım örnekleri.

İri kadife, rozet çiçeği, kirli hanım çiçeği, portakal nergisi, koyungözü, Çin karanfili, dam koruğu, aslanağzı ve vapur dumanı çiçekleriyle park ve sokaklara canlılık getiren renk cümbüşü, Haliliyelilerin de beğenisini kazandı.

Yapının temel kısmı büyük kireç taşı bloklardan yapılırken üst yapısı kerpiç duvar, çatısı düz dam ve topraktan inşa edildi.

Sonsuz Şükran Köyü'nde Selçuklu mimari çizgileri de dikkate alınarak düz dam şeklinde inşa edilen evler, geleneksel kerpiç mimarisinin günümüzdeki önemli örnekleri arasında yer alıyor.

Kalenin sırtlarıyla çevresi ve içi, zikzaklı yokuşlar ve gübre yığınları arasında tavşan yuvasına benzeyen, ama içinde insanların yaşadığı dam dama, kafes kafese yıkık dökük kerpiç evlerle doluydu.