Güncel Türkçe Sözlük
-
-i, -e Damla damla akıtmak
"Kâzım tezgâhın arkasında kulağına ilaç damlatıyordu." - A. İlhan
-
-i Damıtmak
"damlatmak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Göze ıslak bir madde değmesi ya da ilaç damlatmak orucu bozmamaktadır.
Renk terapilerinden sonra Mora Terapiyle birlikte gerekli olan kürleri hastanın kendisinin seçmesiyle çiçek kürlerinin frekanslarını hazırlayıp Homeopatik bir damlaya frekansın yüklemelerini yapıyoruz ve kişi o damlayı da günde üç defa dil altına damlatmak suretiyle kullanıyor.
Makattan ve vajinadan fitil kullanmak, hatta pamuğun girip kaybolması, parmağın yaş olarak girmesi, kulağa ilaç damlatmak ve burna sıvı ilaç çekmek de orucu bozar.
Suni gözyaşını seyahat sırasında gözlere damlatmak kuruluk sorununa iyi gelecektir.
Bir suya dalıp kulağına su kaçmak, kendi isteği olmayarak boğazına toz ve Duman girmek, kendi isteği olmayarak kusmak, kendiliğinden içeriden gelen kusuntusu yine kendiliğinden içeriye gitmek, uyurken ihtilam olmak, dokunma ve öpme olmadan sadece bakmak ve düşünmek sebebiyle boşalmak, karısını sadece öpmek, geceleyin cünüp olduğu halde sabaha kadar yıkanmayı gündüz yıkanmak, dişleri arasında sahur yemeğinden kalan nohut miktarından az olan kırıntıyı yutmak, ağızdaki tükürüğü yutmak, ağzına gelen balgamı yutmak, kafasından burnuma gelen akıntıyı içine çekip yutmak, ağzına aldığı ilacın tadı boğazına varmak, erkeğin tenasül organına ilaç veya su akıtmak, göze ilaç damlatmak, kan aldırmak, gözlerine sürme çekmek gibi durumlar orucu bozmaz.