"darmadağın" ne demek

"darmadağın" kelimesinin kullanım örnekleri.

Hem 24 Haziran seçimlerinde hem şimdi yerel seçimlere giderken Sayın Erdoğan'ın partisinin o yenilmez armada algısını darmadağın olmuş, yaşlanmış, bastonsuz gezemeyen bir ihtiyara benzetiyorum.

Mete'nin baskılarıyla darmadağın olan Deniz ise ona yardım edebilecek kişinin Cem olduğunu düşünür.

Corby, hükümetin kontrolü yitirdiğini ve darmadağın olduğunu söylerken, Liberal Demokrat Parti lideri Vince Cable ise, hükümet aleyhine bir güvensizlik önergesi verilmesi halinde, önergeyi destekleyeceklerini belirtti.

Kadın, Leviva horul horul uyuyor, kocası Yona ise, saç baş darmadağın, yatakta oturmuş söyleniyor.

Demokrasi kundaklanmak istenmiş yüce Türk Milletinin azim ve kararlığı ile darmadağın edilmişlerdir.

Birleştiğimiz noktaları görüşmeden sürekli kutuplaşmak darmadağın olmaktır.

Eş zamanlı olarak, uzun yıllar Avrupa ortak kültüründe buluşmuş olan Avrupa milletlerini de aslında darmadağın edecek aşırı bir milliyetçilik, faşizm, neonazizm.

Milletimizin o iman dolu göğsüne çarparak darmadağın olarak ricat ettiler, geri döndüler.

Evi darmadağın bulan polis ve avukat Ablay, televizyon çekmecesinin altındaki dolapta olan 4 bin TL ile 100 Euro'nun çalındığını belirledi.