"davranabilme" ne demek

"davranabilme" kelimesinin kullanım örnekleri.

Araçsal bağımsızlıktan kasıtta teknik olarak atılması gereken adımlar hususunda MB’nin herhangi bir siyasi kaygı gözetmeksizin davranabilme kabiliyetini ortaya koyması.

Dünyanın son dönemde ulaşabildiği bir beraber davranabilme projelerinden birisi Avrupa Birliği.

Anadolu Bankacılığı misyonu doğrultusunda, Anadolu illerinin milli günlerinde esnafın yanında olmak amacıyla Kahraman Kredi kampanyasını geliştiren Şekerbank, birçoğu yaklaşık yarım asırdır aynı yörede ve yerde bulunan şubeleri aracılığıyla, yerel davranabilme yetkinliği sayesinde bulunduğu bölgeye özel çözümler sunuyor.

İrade dediğimiz özellik, içsel ve duygusal itkilere rağmen farklı bir şekilde davranabilme yetisi olarak tanımlanırsa, beynimizin frontal, yani ön bölgeleri, bunun kontrol edildiği yerlerdir.

Yapay zekanın, insan gibi davranabilme modellemesinde etmen kavramı önemli bir kilometre taşıdır.

Onlar gibi düşünebilme, onlar gibi davranabilme alışkanlığı kazandırılmaya çalışılmaktadır.

Bizi gerçekten iyi insan yapan olgu, dünyadaki bütün yaratılmışlara karşı sorumlu davranabilme becerisidir.

Tarafsızlık ise, siyasi sempati ve ideolojik eğilimler ve her türlü etkiden uzaklaşarak davranabilme anlamına gelir.

Neticede onlar bizim öğrencilerimiz, çocuklarımız, geleceğimiz ve bazı konularda onların fevri davranabilme ihtimalini zaten hesaba alarak o marjı bırakıyoruz.

Şimdi bu açıdan baktığımızda buradaki olayda aslında cinsiyet ayrımı yapmaksızın bir çok insanın trafikteki rahat davranabilme, seyredebilme özgürlüğünün, can güvenliğinin ihlaliydi.