"dayanışmak" ne demek

"dayanışmak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Buca Kent Konseyi Engelli Meclis Başkanı Gündüz Koçak da 25 yaşında kendisine kas hastalığı teşhisi konduğunu belirterek, ALS hastalarıyla dayanışmak için etkinliğe katıldığını kaydetti.

Daha çok, halk arasında kelebek hastalığı olarak bilinen Epidermolysis Bullosa hastalığıyla dünyaya gelen çocuklar ve aileleri ile dayanışmak için açılan Kelebeklerin Rüyası Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, isim değişikliğine gitti.

Ama bundan sonra bugüne kadar olduğundan çok daha fazla kendimizi eğitimde daha iyiyi yakalayabilmek adına sorumlu hissetmek, sorumluluk almak, birbirimizle yardımlaşmak, dayanışmak ve bu bütünsel çok önemli ciddi konuda çözüm ortakları, paydaşlar olmak durumundayız.

Filistinlilerle dayanışmak isteyen Malezyalılar, Kuala Lumpur'daki ABD büyükelçiliği önünde bir araya geldi.

Doğu Guta'nın sembolü haline gelen Kerim bebekle dayanışmak amacıyla okul bahçesinde bir araya gelerek sol gözlerini kapatan öğrenci ve öğretmenler, ellerindeki Kerim bebeğin fotoğraflarını da alarak desteklerini gösterdi.

Kentteki özel bir okulda öğrenim gören öğrenciler, Doğu Guta'nın sembolü haline gelen Kerim bebekle dayanışmak amacıyla bir araya gelerek sol gözlerini kapattı.

Gerçekleştirilen Aşure günü etkinliğinde yapılan konuşmalarda Aşure Gününün insanların birlik ve beraberlik içinde yaşamasını pekiştiren, yardımlaşmak, paylaşmak ve dayanışmak gibi kavramları hatırlatan bir gün olduğu vurgulandı.

Masum ve mazlum Filistin halkına başsağlığı dilerken, sadece vatanlarını ve namuslarını savunurken şehit düşen insanların değil hukukun da katledildiğini tüm dünyanın er, geç anlayacağını kaydeden Alkan, vicdan sahibi herkesi ABD ve İsrail aleyhine tavır almaya, haksızlıklarını haykırmaya ve Filistin halkı ile dayanışmak için çağrıda bulundu.

Nitekim toplumun huzur ve saadeti, birlik ve beraberlik, varlıkta ve yoklukta, acılarda ortaklaşmak ve dayanışmak suretiyle gerçekleşir.