Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Karşı konulamaz veya karşı çıkılamaz (kimse
veya şey), tahammülfersa
"Genç adam dayanılmaz bir cazibeye tutulmuşçasına hemen hesabını ödedi." - Y. K. Karaosmanoğlu
- Tahammül edilemez, katlanılamaz
"Tek özelliği, yüzünün dayanılmaz çirkinliğiydi." - İ. O. Anar
"dayanılmaz" kelimesinin kullanım örnekleri.
Yurt dışı görevlerinde ve seyahatleri sırasında uçakta dayanılmaz taş ağrıları çeken böbrek hastası, Üroloji ve Androloji Uzmanı Op.
Leventoğlu, kıl dönmesi hastalığının sebep olduğu sorunlar ve sıkıntılar ile hayatı dayanılmaz hale getirebildiğini belirterek, "Kuyruk sokumunda akıntı, apseleşme ve bununla birlikte popo üzerine oturamama, ağrılar, şişmeler, kaşıntılar.
Piromani de ise yangın çıkarma ve ateş yakmaya karşı dayanılmaz derinden gelen bir istek vardır.
Dayanılmaz hale gelen koku üzerine şüphelenen vatandaşlar, polis ekiplerini arayarak yardım istedi.
Önce fizik bedende sağlık olarak, sonra duygu durumunda tekrar eden negatif duygular olarak, sonra zihinsel vesveseler, kuruntular, endişeler ve bizi yiyip bitiren paranoyak fikirler olarak, en sonunda artık dayanılmaz bir şekilde mutsuzluk olarak dönüşür.
Bu yıl eylül ayında ağrıları dayanılmaz boyuta ulaşınca bu defa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gittik.
Neden aidiyet hissettiğimiz kişilere yapılan baskı ve zulmün dayanılmaz hale gelmemiş olduğu aşamada, gözümüzü karartmıyoruz?
O yüzden fazla karışmak istemedik ama koku dayanılmaz olduğu için şikayet etmek zorunda kaldık.
Dayanılmaz bir biçimde gelen, bacakların oynatılma, hareket ettirilme hissine, vücudun verdiği yanıttır.
Bir yanda ödevlerin, sınavların bitmiş olmasının getirdiği dayanılmaz hafiflik.