Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
dayanmak
  • -e Bir yere yaslanmak, kendini dayamak
    "Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor." - M. Ş. Esendal
  • Bir şeyin üzerinde kurulmuş olmak
    "Karşılıklı bilmece sormaya dayanan seyirlik oyunlar da vardır." - M. And
  • Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar görmemek
    "Bu gemi fırtınaya iyi dayanır."
  • Varmak, ulaşmak
    "Bu haber ortalığa yayılır yayılmaz banknotlarını kapan bankaya dayanıyor." - Y. Z. Ortaç
  • Bütün gücünü kullanarak bir işi yapmak
    "İki genç, kırarcasına küreklere dayandılar." - Halikarnas Balıkçısı
  • Bir iş sonunda birinin veya bir şeyin üzerinde kalmak
    "Bu proje sonunda bize dayanacak."
  • Birinden, bir şeyden güç almak, güvenmek, istinat etmek
    "Laikliği korumak için kanun kuvvetine mi, eğitim ve telkin kuvvetine mi dayanmalıyız?" - F. R. Atay
  • nsz Uzun süre kullanılmaya uygun olmak
    "Bu kumaş çok dayandı."
  • nsz Tutunmak, karşı durmak, karşı koymak, mukavemet etmek
    "Merkezde Akhisar'ın, Bergama'nın da henüz dayandığını öğrendiler." - N. Cumalı
  • 10. nsz Yetişmek, yeter olmak
  • 11. nsz Güç bir duruma katlanmak, çekmek, sabretmek, tahammül etmek
    "Kazılmış mezarın önüne geldiklerinde daha fazla dayanamayıp oracığa çöktü." - İ. O. Anar
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
dayanmak
  1. Durmak, dinmek: Rüzgâr dayandı.

  2. Yorulmak: Yörüyü yörüyü hep dayandık, adım atmağa dermanımız kalmadı.

"dayanmak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Yaz aylarının sıcağına dayanmak ve terlemeyi önlemek adına, bohem giyim tarzı ürünlerini seçmek daha doğrudur.

Bazı sürücüler araçlarından inerek duruma tepki gösterirken, polisler, sporcuların güvenli geçişi için uzun süre sabırsız vatandaşlara dayanmak zorunda kaldı.

Bunun sebebi ise hangi disiplin, hangi bilim dalıyla ilgili olursa olsun kurduğumuz ilk kurucu önerme sosyolojik bir gerçekliğe dayanmak zorundadır.