Could not find any definition of word "dedik"
"dedik" kelimesinin kullanım örnekleri.
Yıl sonunu bekleyemedik gençlerimiz ile birlikte 15 temmuz sonrası milli mücadele ruhunu tekrar alevlendirmek adına siz gençler de olan bitenin farkını varmanızı sağlayıp devlet millet sevgisini tekrar canlandırmak adına dernek olarak ne yapabiliriz dedik.
Bu sene önceliğimiz playof dedik anacak mali konularda başta Belediye Başkanımız olmak üzere kulüp Başkanımız ve yönetimimiz biraz daha çaba göstermesi gerektiğine inanıyorum.
Biz de dedik ki pazarlardan ve marketlerden üreticinin almadığı, satıcının da satamayacağı anacak hala tüketilebilir olan gıdaları alalım ve Dönüşüm Sofraları ekibi olarak bunları yemek yapalım ve Takas Pazarı ile birlikte herkese açık sofralar kuralım, bu sofralarda hem muhabbet edelim hem paylaşalım hem yeni arkadaşlıklar kuralım.
Daha sonra bu muhteşem halka kendi kitabını yazdıralım dedik ve O Andan Notlar isimli bir kitap çıkardık.
Hırsız olmaz, arsız olmaz, vatan haini hiç olmaz, FETÖ’cü olmaz, Alparslan olur, Fatih olur, Atatürk olur, Başbuğ olur, kısacası adam olur, dedik ve sözümüzün arkasındayız.
Biz 'Bakanlarınızı, hırsızlık yapan, arsızlık yapan, namussuzluk yapan siyasetçileri cezaevine koyun' dedik.
Kocatepe, "Bir Şehir En Güzel O Şehirde Tanıtılır" Fuar açılışında konuşan Artvin Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe, tüm il dışında yaşayan bütün Artvinlileri Artvin’e beklediklerini dile getirerek, "Dünyanın her tarafına dağılmış, Artvinli cennetin çocukları bu şehrin hasretiyle yanmış hemşerilerim için dedik ki ne yapalım ki bu şehre katkı olsun.
Ne deyim ki, yol dedik yaptız, su dedik getirdiz, televizyonumuz bilem var, hem de 150 kanal çekir.
Dedik ya rahmet ayı bölüşmek ayı ama bir de kardeşlik ayı Çorlu ile Beyoğlu kardeş inşallah.
Kurulla ilgili yazışmalar yaptık, verilerinizle bize gelin dedik ama gelen olmadı.
Bizler geleceğimize yatırım yapalım, çocuklarımız temiz su içsin, kanalizasyon hatlarını yenileyelim, bulaşıcı hastalıklar olmasın dedik ve büyük bir altyapı yatırım hamlesi başlattık.
Uluslararası hukukta da suçun işlendiği yer burası olduğu için, dedik ki 'verin biz yargılayalım.
Okul müdürlerimiz ve öğretmenlerimizle daha öncesinde yapmış olduğumuz görüşme sonucunda dedik ki bu yapmış olduğumuz parkımız Cumhuriyet ilkokuluna çok yakın buradaki parkı öğrencilerimizle beraber daha da güzel hale getirelim ağaçlarını da beraber dikelim ve herkesin dikili bir ağacı olsun istedik.
Avrupa'nın 'Türkiye'nin defterini dürme fırsatı elimize geçti' diye beklediğini gördüğümüz vakit dedik ki, 'Kusura bakmayın, bu bir hükümet meselesi değil, devlet meselesidir, vefa meselesidir.
O fakir fukara yavrularımız, kazandığı üniversiteye nasıl giderim endişesi taşıyordu, dedik ki endişelenme.