"defnetmek" ne demek

"defnetmek" kelimesinin kullanım örnekleri.

İstanbul'da hayatını kaybeden Şerife Alptekin'in cenazesini defnetmek üzere Malatya'ya getirilişi sırasında Cevdet Aysel idaresindeki 34 AFA 667 plakalı midibüs, Darende-Malatya kara yolu Bağlarbaşı mevkisinde devrilmişti.

Genç kadının adli tıpta yapılacak incelemenin ardından 15 haftalıkken düşürdüğü bebeğini alıp mezara defnetmek istediği öğrenildi.

Cenazesini Ankara dışına defnetmek isteyen cenaze yakınlarına ücretsiz araç ve şoför tahsis edilerek cenaze levazımatı ve kefen de vatandaşlara ücretsiz olarak veriliyor.

Suriyeliler cenazeleri defnetmek için Hadırlı Mahallesi'nde bulunan mezarlığa gitti.

Suriyeli aile, erken doğduğu için öldüğünü düşündükleri bebeği, sabah olmasını bekledikten sonra defnetmek üzere Yeşilkent Mezarlığı'na götürdü.

Ergen'in çocukları kendilerine geç haber verildiği için cenazeyi bir gün sonra defnetmek zorunda kaldıklarını söyledi.

Cenazeyi defnetmek için tabutu açan Uğur'un yakınları, cenazenin tabutta olmadığını fark etti.

Marangoz'un yakınlarının, otopsinin ardından teslim aldıkları cenazeyi, defnetmek üzere Ahlat'ın Yuvadamı köyüne götürdüğü öğrenildi.