Güncel Türkçe Sözlük
-
nsz Söylemek, söz söylemek
"Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." - B. Felek
-
-e Ad vermek
"Muşmulaya döngel de derler." - Bir dilde karşılığı olmak
"Kamer "ay" demektir." - Herhangi bir ses çıkarmak
"Küt dedi, düştü." -
-e Herhangi bir kanıya, yargıya varmak
"Bu işe herkes ne der?" - Düşünmek
- Oranlamak
"Güzellik desen onda, zenginlik desen onda." - Ummak
"Bundan sonra gelir mi dersin?" - Erişmek
"Saat yedi dedi mi uyanırım." - 10. Bir işe kalkışmak, yeltenmek
"Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun." - 11. Saymak, kabul etmek
"Yarım milyon dediğin nedir?" - M. Ş. Esendal
- 12. bir şey anlamına gelmek
"Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." - B. Felek
- 13. öyle mi
"Muşmulaya döngel de derler." - 14. yani, anlaşılan
"Kamer "ay" demektir." - 15. inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme
veya şaşma sözü
"Küt dedi, düştü."
- (de'me) "gerçek mi?", "yok canım!" anlamında kullanılan bir
şaşma sözü
- koşullar ne olursa olsun aldırış etmemek
"Yağmur kar demedi, yola çıktı."
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Yabanî hayvanların yattığı yer, in, yuva.
Köpek kulübesi.
Yeni doğan kuzu, keçi yavrularını korumak için yer altında açılan in şeklinde yer.
Edebiyat ve Söz Sanatı Terimleri Sözlüğü
"demek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Yasemin Abayhan ve çalışma hayatı uzmanı Tarkan Zengin öncülüğünde bir grup sivil toplum kuruluşu üyesinin, "PKK Terör Örgütü’nün Sivillerin Çalışma, Siyaset Yapma ve Hayat Hakkına Müdahalesine Dur Demek İçin!
İlginç bir şekilde bu affediş Peşmerge’nin (Türkçesi ‘fedai’ demek) IŞİD’le mücadelede etkin bir fedai olarak kullanıldığı günlere rastlıyor.
Daha büyük hedefler demek devam eden çalışmaları aksatmak demek değildir.
Derelerimiz temiz aksın ki; havamız, suyumuz, toprağımız bize kalsın, demek için buradayız.
Olgunlaşmak ya da akıllanmak demek, öncelikle bir toplumda herkesin kendinden farklı olanı kabullenmesi, farklı olana tahammül etmeyi bir hayat tarzı haline getirmesidir.
Olgunlaşmak ya da akıllanmak demek, herkesin demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, özgürlükler düzenini içine sindirmesidir.
Olgunlaşmak ya da akıllanmak demek, herkesin devlet ve toplum düzeninde kaba kuvveti ve zoru değil, hukukun bağlayıcılığını kabullenmesidir.
Özel yetkili mahkemenin kendisine biçtiği görevler arasında demek ki; bir davanın alenilik ilkesini berteraf etmek gibi bir görev tanımı bulunmaktadır.
Görme engelli kılığına giren Rabia Gözde ise engelliliğin ne demek olduğunu önce kendisi tam anlamıyla algılayabilmek için gözüne bağladığı bantla tüm gün karanlık bir dünyada yaşamaya çalıştı.
Türkiye'de de Allahuekber, Malezya'da da Allahuekber, Arabistan'da da Allahuekber, dünyanın neresine gidersen git, Allahuekber duyduğun zaman ne anlarsın, demek ki namaz vakti girdi, bunu anlarsın.
Buna Amerikanizm mi filmizm mi demek gerek bilmiyorum ama onlar temelde bildiğiniz oyuncak ayıydı işte.
Liberal anayasacılık felsefesi açısından anayasa yapmak demek, kısaca, devlet iktidarını sınırlayan ve onun kötüye kullanılmasını önleyecek güvenceleri içeren yazılı bir belge üretmek demektir.
Bu ’sevdanın’, bu ’ateşin gücünün’ ülke kalkınması demek olduğunu, kelimeleri ateş ile yoğurarak anlatmak istedik" diye konuştu.
Demek ki iç seslere kulak vermek ya da düşüncelerinizi içinize hapsetmek yerine anlatabilmek ve de doğru bir şekilde anlaşılabilmek çok önemli.
Onlarda helal rızkın ne demek olduğunu bütün dünyaya ispat ederek, o kömür karası çalınmış yüzlerinde aslında apaydınlık bir yüzle rablerinin huzuruna varmak üzere helal rızık yolunda şehit oldular.