Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Dengeli duruma getirmek
-
fizik Bir cismi güç katarak veya eksilterek denge
durumuna getirmek
Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
(fizik, kimya)
"dengelemek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Anglosakson hukuk sistemini benimseyen ülkelerde devlet, toplumlar ve şirketler arasındaki ilişkileri istikrarlı bir sosyal altyapı sunarak dengelemek için aynı ölçüde güvenilir değildir.
Ayrıca, Irak Petrol Bakanlığı Sözcüsü Asım Cihad, Irak ve Suudi Arabistan'ın petrol piyasalarını dengelemek için birlikte çalışmaya karar verdiğini bildirdi.
Kurulduğu günden itibaren kadınların ekonomi, siyaset, bilim ve eğitimde güçlendirilme misyonunu benimseyen AK Parti, atılan her adımda kadınların iş ve aile hayatlarını dengelemek adına kolaylaştırıcı düzenlemeler getirdi.
Bölge ile ticari ilişkilerimizi daha fazla geliştirerek ülkemizin bölgeye ihracatını artırmak için, ikili ticaretimizi dengelemek istiyoruz.
Sokak hayvanlarının popülasyonunu dengelemek için kısırlaştırma programına ağırlık veren veterinerler, sokak hayvanlarının sağlıklı bir yaşam sürmesi için karma, bronchin, kuduz, mantar aşılarını da yaptı.
İlçelerin alt yapısındaki senelerin ihmal edilmişliğini dengelemek için birkaç yıl daha ilçeler lehine yatırımlarımızı devam ettireceğiz.
Öner, oruçlu kalınan sürenin uzun, hava sıcaklığının yüksek olduğu günlerin sonunda su kaybını dengelemek ve ferahlamak için yoğurt çorbası ya da soğuk domates çorbasının tercih edebileceğini belirtti.
Kullanıcıları, yaratıcıları ve reklamverenleri önemsiyoruz ve on yıldan uzun bir süredir çıkarlarını dengelemek ve hizalamak için çabalıyoruz.
O kadar çok fırlıyor ki pankreas dediğimiz kan şekerinin dengelemek için görevli olan organ birdenbire insülin salgılamak zorunda kalıyor.
Güneş sonrası yatıştırma ve tazeliği koruyup dengelemek üzere tasarlanmış bir teknolojiye sahiptir.