Could not find any definition of word "derleyen"
"derleyen" kelimesinin kullanım örnekleri.
Öğretmenlerle ilgili şarkılar derleyen ozanlar, bağlamalarıyla hem çalıp hem söyledi.
Üçüncüsü ise reklam verenler için müşterilerin önceki satın alma bilgileri gibi internette bulunmayan veya açık olmayan hedef kitle bilgilerini derleyen üçüncü taraf veri sağlayıcısı şirketlerin sunduğu veriler.
Tamamıyla bir casusluk faaliyeti olan, Akdeniz bölgesindeki tüm benzin istasyonlarının yerlerini ve bu benzin istasyonlarında çalışan insanların etnik kökeni, geceleyin bu istasyonlarda kaç kişinin görevli kaldığı, bu istasyonların en yakın köye yakınlıkları gibi, olası bir savaş, işgal veya bir kaos ortamında işgal veya düşman kuvveti tarafından lojistik merkezler olarak kullanılabilecek, yakıt desteği sağlayabilecek, yakıt deposu olarak kullanılabilecek, stratejik önem arz eden bu petrol istasyonları hakkında bilgileri derleyen ve bu nevi faaliyetler içinde bulunan hakkındaki soruşturma evrakı tefrik edilen şüpheli A.
Büyük savaşlarda şehit olan Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçeli futbolcuların isimlerini derleyen Sönmez, Beşiktaş Futbol Kulübü Başkanı Fikret Orman'a da şehit futbolcuların isimlerinin olduğu listeyi gönderdi.