Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Çok dik, mum direk
- Sağlıklı, zinde
"Müsteşar dimdik, sert adımlar atıyor." - P. Safa
- Sıkıntıları karşılayacak durumda olan, baş eğmeyen,
metin
-
zarf Çok dik bir biçimde
"Bayram vali konağının dış kapısında, ellerini yine önünde kavuşturmuş taş gibi dimdik duruyordu." - A. Kulin
-
zarf Sağa sola sapmadan, dosdoğru
"Çevik adımlarla dimdik yürüyen, uzun boylu, yakışıklı, varlıklı bir adam." - R. H. Karay
-
zarf Kaskatı, çok sertleşmiş olarak
- Dikkatli, ısrarlı (bakış)
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Gaga
"dimdik" kelimesinin kullanım örnekleri.
Bütün ömrünü adadığı Türk-İslam ülküsü yolunda, Türk İslam ülkücüleri olarak, son nefes, son nefes son nefesimize kadar şeref ve dimdik olarak yürüyeceğimizi cihan aleme göstermekle sorumluyuz.
Karesili vatandaşlardan destek isteyen Başkan Yılmaz, "24 Haziran’da Türkiye’nin şaha kalkması için, bolluk için, bereket için, Yeni Türkiye’nin kapılarını ardına kadar aralamak için Karesi, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında dimdik durmaya kararlı" dedi.
Ancak yanlışın da, manipülasyonun da, haberleri çarptırmanın da, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni karalamak için yapılan asparagas haberlerin karşısında dimdik duracağımızı belirtmek istiyorum.
Böyle bir badire yaşandığı anda da bizi ayakta tutan en büyük gücümüz, geçmişimizden aldığımız manevi ruhumuz, inancımız ve elbette önümüzde dimdik duran liderimizdi.
GBC Başkanı Arif Kurt, mesajında Türk milletinin kendi iradesini boyunduruk altına almak isteyenlere karşı yüz yıl önce olduğu gibi bugün de dimdik durduğunu ifade etti.
Güçlü ülkemiz bu saldırılara karşı yine dimdik durmuş, oynanmak istenen oyuna vatandaşlarımız döviz bürolarına giderek dolar bozdurmak suretiyle cevap vermiştir.
Çünkü milletimiz hiçbir zaman kendisine yönelene tehditler karşısında boğun eğmedi aksine o tehditlerin karşısında dimdik durdu.
Teşkilatımızı tüm ilçelerimiz ile beraber buhranlı süreçte dimdik ayakta tuttuk.
Biliyoruz ki, bir liderin arkasında milleti dimdik durdukça gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içine düşenlerin yanı sıra onlara çanak tutanlar da kaybetmeye daima mahkum kalacaktır.
Bayrağımız dimdik tertemiz dalgalanmak için şehit kanı ister, parlamak için dik durmak için biz bin yıldır bayrağımıza kan verdik.
Terörle mücadele de emniyet teşkilatı olarak vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak için dağ taş demede teröre karşı dimdik durduk.
Haksızlığın karşısında dimdik durmayı, hedefimize yılmadan yürümeyi kim öğütlerdi?
Bu gemiyi daha da güçlendireceğiz ki hem kendi insanımıza hem de gönül dünyamızın darda kalanlarına sahip çıkabilme adına dimdik ayakta kalabilelim.
Bu vatan şehit kanlarıyla sulanmış ve her türlü işgale her türlü hainliğe karşı dimdik büyük Türk milletinin birliği beraberliği yarınları da ebet müddet devam edecektir.
Mülteci bir kadın çarşafla çocuğunu sırtına bağlamış, elleriyle diğer iki çocuğunu tutmuş yağmur altında dimdik yürüyordu.