Could not find any definition of word "dizginleyen"
"dizginleyen" kelimesinin kullanım örnekleri.
Piyasanın kanunlar dışında bizi bağlayan, dizginleyen bir kuralı olacak mı?
Ali Haydar Bozkurt, hükümetin ekonomiyi soğutma tedbirleri aldığını anımsatarak, alınan önlemlerin kısa vadeli sonuçlar doğurduğunu, Türkiye'nin sadece ithalatı dizginleyen stratejilerden ziyade, ihracatı artıran stratejiler geliştirmesi gerektiğini anlattı.
Kudüs'e sessiz kalmayarak bu konuda tüm dünyayı bir araya getirerek ABD'yi adeta dizginleyen bir Türkiye var.