Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
dizmek
  • -i, -e Bazı nesneleri iplik, tel vb.ne geçirmek
    "Ortada, hasırların üstünde yığılı tütün yapraklarının etrafında, ana, iki kız oturmuş tütün diziyorlardı." - N. Cumalı
  • Yan yana veya üst üste sıralamak
    "Odanın ortasına üç ayaklı masayı koymuş, etrafına sandalyeleri diziyordu." - P. Safa
  • Harfleri yan yana getirerek yazı düzenlemek
  • Düzenlemek, hazırlamak
    "Daha önce kahvaltıyı gül motifli, basma örtülü küçük masaya dizmişti." - H. Taner

"dizmek" kelimesinin kullanım örnekleri.

Bunu önceden hesaplayan Judas’ın zorlu konuya yaklaşımı, kompozisyonların her metrekaresini enstrümanların diliyle örmek, üzerine anlatımcı satırları dizmek olmuş.

Atölyenin taş dizme ve paketleme kısmında çalışan Çiğdem Ceylan, evde oturmak yerine bu işte çalıştığını vurgulayarak ''Taş dizmek evde dantel örmekten daha kolay ve daha keyifli.

Yüzeyi kitap görünümlü, içeri girildiğinde kitap dizmek için rafların bulunduğu konsept mimarideki kafenin yerleştirme işlemleri tamamlandı.

İşte bu sermayeyi banka sektörü, sektörel tekel oluşturmak, diğer sektör temsilcilerini, hatta siyaseti kapısına dizmek için kullanamaz.

Dolayısıyla en ekonomik şekilde evlerini dizmek isteyecekler ve bizden faydalanacaklar.

Kompulsif davranış isteyerek yapılır ve nesneleri belirli bir düzende dizmek gibi rutin kuralları izler.

Yeni bir kar yağışı tedirginliği yaşayan besiciler tüccardan aldıkları saman ve otları bir an önce depolarına dizmek için çaba harcıyor.

Parke taşı döşeyeceğiz ama tabi ki asıl olan insanların kalbine giden taşları dizmek.

Öğrenci, arkadaşlarının üzerinde sayı gördüğü için doğru sonuca ulaşmak için arkadaşlarını doğru dizmek zorunda.

Çok yer kapladığı için biran evvel bir yere devretmek, ismimi verirlerse ben de oraya gazeteleri cilt cilt dizmek istiyorum.