Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
doğrulatmak
  • -i Herhangi bir bilginin doğru olduğunu teyit etmek

"doğrulatmak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Tercihi doğru yapmak ulaştığımız bilgiyi uzman tarafından doğrulatmak lazım.

İl Emniyet Müdürlüğü'nden gelen emri yeniden doğrulatmak istediğini belirten O.

Bunu doğrulatmak için emir aldığı Ekrem Tekinaslan ve sonrasında Tugay Komutanı Hidayet Arı'yı aradım.

Bu mendilin Yeni Zelandalı bir askere ait olup olmadığını doğrulatmak için Yeni Zelandalı kaynaklarla irtibat kurdum.

Bilgiler sorgulandı Bankalar, SGK ile irtibata geçerek kendilerine gelen maaş bordrosundaki işyerinin gerçek olup olmadığını ve kredi talebinde bulunan kişinin şu ana kadar sahip olduğu tüm özlük bilgilerini doğrulatmak için destek istedi.

Öte yandan, zanlıya nerede çalıştığını soran polis ekipleri, bir temizlik şirketinin ismini vermesi üzerine şirket sahibini arayarak olayı doğrulatmak istedi.

Kayıplarla ilgili bu sayıları bölgedeki koşullardan dolayı bağımsız kaynaklardan doğrulatmak zor görünüyor.

Sanık Şevket B'nin avukatı Barış Akyol, müvekkilinin cinayetle ilgisi olmadığını, karşı tarafın müvekkilinin azmettirici olduğu iddiasını doğrulatmak için gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu öne sürdü.

Elimizdeki bilgileri doğrulatmak için uzun zamandır haberi elimizde bekletiyorduk.

AP ise haberi doğrulatmak için yaptığı araştırmanın Avusturyalı istihbarat servisleri arasındaki rekabeti gösterdiğini aktardı.