Metalbilim İşlem Terimleri Sözlüğü
Doğrultma işlemininde kullanılan kimyasal bileşik.
"doğrultan" kelimesinin kullanım örnekleri.
Elindeki silahı içeride bulunan müşteriye ve iş yeri sahibine doğrultan şahıs, vitrindeki altınları almak istedi.
Bellerindeki tabancaları çekerek kasiyere doğrultan soyguncular, kasiyerden kasayı açarak içindeki paraları vermesini istedi.
Napoli yerel basınının haberine göre stattan evine doğru giden Polonyalı oyuncu kafasına silah doğrultan 2 soyguncu tarafından gasp edildi.
Güvenlik görevlisine silah doğrultan soygunculardan biri önce onu etkisiz hale getiriyor.
Ancak o gece, aziz milletimiz kendi silahını yine kendi milletine doğrultan ihanet içerisindeki bu hainlere karşı göğsünü siper ederek, tankların önüne çıkarak, ardında şanlı tarihine yakışır yeni kahramanlık destanları yazdırmak suretiyle onurlu bir direniş göstermiş ve tarihimize kara bir leke olarak geçirilmek istenilen bu geceyi dünyadaki tüm mazlum milletlere öncü olacak, rehber olacak, ışık tutacak bir kahramanlık destanı, şanlı bir direniş, demokrasiye ve milli birliğe sahip çıkma gecesine çevirmeyi başarmıştır.
Üzerindeki kuru sıkı tabancayı Çelik'e doğrultan şüpheli, yazar kasadaki paraları istedi.
Tüfek doğrultan sürücü daha sonra aracına binerek olay yerinden ayrıldı.
Cami, hastane, okul gibi yapıları hedef alan ve namlusunu sivillere doğrultan terör örgütü, dün de Halep'e bağlı Azez şehrinde tarlaya giden Tavil ailesine roketle saldırdı.