"doğrultmak" ne demek

"doğrultmak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Ülkeye siyaset kurumu aracılığıyla hizmet etmek isteyenlere namlu doğrultmak kadar haince bir şeyin olamayacağını aktaran Arslan, hain saldırıyı şiddetle kınadıklarını bildirdi.

Yan yatan kamyoneti doğrultmak için bir süre çaba gösteren ekipler, vatandaşların yardımı ile yolun ortasından kaldırıldı.

Bir kadın bakanı nasıl tehdit olarak gördülerse üzerlerimize silahlarını doğrultmak suretiyle saatlerce bizi orada beklettiler ama vatandaşlarımız, daha sonra köpeklerle, atlarla saldırdıkları vatandaşlarımız, bizi yalnız bırakmadı, sizler bizi yalnız bırakmadınız.

Dinlemeyince, sesimi yükselttim silahı kendisine doğrultmak zorunda kaldım.

Bir yandan bombayı size doğru atmak, silahı size doğru doğrultmak için çaba gösteriyor diğer yandan da ayakta su içilmez, oturarak su iç falan diyerek hakikaten tirajı komik bizimle eğleniyorlar mı, dalga mı geçiyorlar anlaşılması güç bir ruh haliyle bu memlekette onarılması olanaksız pek çok sıkıntıyı harekete geçirdi.

Ama gelmesindeki temel neden, burada alınan yol, buradaki eksiklikler, onun uyarıları gibi süreci kısaltmak, eğer yolumuzda bir sapma varsa, doğrultmak konusunda yardımını istemektir.

Şırnak Valisi Mehmet Aktaş, burada yaptığı konuşmada, 15 Temmuz 2016'da milletin aydınlık geleceğini yok etmek isteyen FETÖ'nün, milletin silahlarını millete doğrultmak suretiyle kanlı darbe girişiminde bulunduğunu hatırlattı.

Rabbim, bir daha milletimize ve milli iradeye namluları doğrultmak isteyen, tankla, topla, mermiyle, bombayla, uçakla saldırmak isteyen bedbahtlara, güdümlü hainlere, alçaklara asla fırsat vermesin.

Bu ülkeye, bu millete silah doğrultmak nedir, onlara tek tek gösteriyoruz.

Ama insanlık silahı doğrultmak ve tetiği çekmekle biter, insanlığı bitirdiler.