Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
dolaşabilmek
  • nsz Dolaşma ihtimali veya imkânı bulunmak
    "İnce uzun parmaklı elleri hastane ecza dolaplarının raflarında kaza çıkarmaksızın dolaşabiliyordu." - N. Hikmet

"dolaşabilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.

Buraya gelip, hizmet edip dik bir alınla her zaman sizin yanınızda dolaşabilmek istiyorum.

Yatta, katlar arasında rahat dolaşabilmek için üç farklı noktada asansör, jakuziler ve yüzme havuzunun yanı sıra bir de helikopter pisti var.

Hem daha rahat dans edebilmek hem de sıcakta rahatça dolaşabilmek için hayat kurtarıcı bir önlem olacaktır.

Güzel mahallesinin sokaklarında bahçelerinde özgürce dolaşabilmek onun hep hayalindeydi.

Kalabalıkta insanların arasında neredeyse fark edilmeden dolaşabilmek engelliler için çok önemli bir olay.

Sırf denizde dolaşabilmek için bu geliri bıraktım, 3500 lira emekli aylığına razı oldum.

Eşimizle dostumuzla, arkadaşımızla sahilde güzelce dolaşabilmek demektir.

Bedensel engelinden dolayı yürümekte zorluk çeken Apaydın, dışarı çıkıp dolaşabilmek için yardımseverlerden tekerlekli sandalye de istedi.