Güncel Türkçe Sözlük
-
-e Bir şeyin çevresine sarılmak
"Kocasının kolu beline bir kobra gibi dolanmış, ince kaburgalarını birbirine geçirecek gibi sıkıyordu." - H. E. Adıvar
-
nsz Bir şeyin çevresinde dönmek, gezmek, dolaşmak
"Arkadan dolanıp uzaktan gözetleyecekti çeşmeyi." - Ç. Altan
-
nsz Karışmak, dolaşmak
-
-de Gelişigüzel gezmek
"Kızlarının, gelinlerinin evleri arasında dolanıyor, hep evini, komşularını arıyordu." - N. Cumalı
Tarama Sözlüğü
Dolaşmak
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Meyil göstermek, kur yapmak.
"dolanmak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Evin içerisinde korkudan dolanmak yerine ne yapabileceğinizi bulmanız gerekiyor.
Yolu genişletmemiz için ya ağacı kaldırmak ya da etrafından dolanmak gerekiyordu.
Işık, önceden Gebze'den Yalova'ya giderken ya körfezi dolanmak ya da arabalı vapurla karşıdan karşıya geçmek zorunda kaldıklarını, şimdi yürütülen çalışmalarla bu mesafenin 4 dakikaya indirildiğini aktardı.
Bu geçiş tamamlandığında bütün çevreyolunu dolanmak artık ortadan kalkıyor, 6 dakikada Çiğliden Narlıdere'ye, Balçova'ya geçiş mümkün hale geliyor.
Dağların eteklerinden, vadilerin tabanından dolanmak yerine dağı delip, vadiyi köprülerle geçmek, bu sanat yapılarını bölünmüş yolların, otoyolların birer parçası olarak inşa etmenin ulaşımda bir devrim olduğunu aktaran Arslan, 2023'e kadar toplam bölünmüş yol ağını 33 bin 250 kilometreye ulaştırmayı hedeflediklerini kaydetti.
Branduslar doğal şartlarda yaşamaya, sıcak ve nemli havaya alışmış, taze otla beslenen, açıkta dolanmak isteyen hayvanlar.
Bunu mali bir yük getirir deyip görmeyip, başka yerlerde dolanmak boşa yorulmaktan başka bir şey değil.
Diğer Yandan yine sizin durumunuzda, salt yapımcının prim ödemekten kaçınabilmek için kanunu dolanmak adına sizi vergi mükellefi yaparak serbest meslek makbuzu kestirmesi doğru değildir.