Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Doldurma ihtimali veya imkânı bulunmak
"O, boks ve güreş tenkitçisi olmak yerine sanat ve edebiyat münekkidi olsaydı, büyük bir boşluğu doldurabilirdi." - N. F. Kısakürek
"doldurabilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Bulut şeklinde yapacağınız kapı süsü için birkaç parça renkli keçe, bulut şeklinin içini doldurabilmek için bir parça elyaf ve sonrasından kenarlarından dikebilmek için iğne ve iplik gerekiyor.
İspanya La Liga ekiplerinden Barcelona, Neymar'ın yerini doldurabilmek için transfer çalışmalarını sürdürüyor.
Eğer Fen ve Sosyal Bilimler Liseleriyle bunu dolduramadıysak, o kontenjanı doldurabilmek için Anadolu Lisesi ilave ettik, yüzde 62'ye tamamlayabilmek için.
Ali Fuat Yılmazer'in başında bulunduğu İstihbarat Şube ise 4 Kasım 2008'de başlayan önleme dinleme talep ve kararlarıyla grup hakkında yapılacak kumpas soruşturmasının boş olan içini doldurabilmek için Mehmet Doğan'la irtibatlı kişileri terörle ilişkilendirdi.
Daha önce bu tür bir boşluğu doldurabilme kültürü olmadığı için halkın bu boşluğu doldurabilmek için bir süreç gerekiyor.
Aynı yere bir gün sonra yeniden gelen ve bu kez daha fazla malzeme doldurabilmek için kamyonete kafes monte eden iki hırsız, toplam 10 bin lira değerinde hurda malzeme çaldı.
Yiyecek içecek hizmetiyle ilgili alandaki eksikliği fark ettik ve o alandaki eksikliği doldurabilmek için mümkün olduğu kadar, yaz sezonuna kadar birkaç kurs düzenleyerek bu alandaki eleman ihtiyacını karşılamaya çalışıyoruz.
Çünki uzun zamandır barajı doldurabilmek için su tutuldu ve barajda su hareketi olmadı.