Güncel Türkçe Sözlük
-
nsz Sıvı, soğuğun etkisiyle katı duruma gelmek, buz
tutmak
- Yaşamını yitirmek, soğuktan ölmek
"Arabacım neredeyse donmak üzereydi." - K. Hulûsi
- Çok üşümek
- Bitki soğuktan zarar görmek, yararlanılmaz duruma
gelmek
- Kimyasal bir etki ile katılaşmak
"Çimento ve alçı çabuk donar." -
fizik Eriyik durumda bulunan bir metal katı duruma
geçmek
- Beklenmedik bir durum karşısında birden hareketsiz
kalmak
"Salonun içinde kimse kımıldayamadı. Hepsi olduğu yerde dondu. Taş kesildi." - Ö. Seyfettin
- Gelişmemek, yeniliklere açık olmamak
"Bütün kafaların donmuş, taşlaşmış olmasını istiyorlar." - Ç. Altan
Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
(kimya)
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Üşümek, katılaşmak.
"donmak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Dondurucu soğuk ve tipide sürdürülen arama çalışmalarında çobanlardan Mehmet Silkim, Ercan Aybir ve Kasım Mert dün hava karardıktan sonra donmak üzereyken bulundu ve tedaviye alındı.
Donmak üzere olan ve bitkin bir şekilde bulunan Başyurt ilk müdahalesi sonrasında Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alınmıştı.
Donmak üzere olan ve bitkin düşen kadın, itfaiyenin de yardımıyla sedyeye bağlanarak halatla yukarı çekildi.
Bu millet tankın önüne ezilmek pahasına duruyor, nasıl duruyor yüz sene önce gözünü kırpmadan bu ülkesinin bekası için donmak pahasına şehadet içen ecdadı gibi bu millet silahın önünde duruyor, tankın ve topun önünde duruyor.
Kadının ayak izlerini takip eden köy sakinleri, bir müddet sonra köyün dışında Mındık olarak bilinen alanda Kızıl'ı karlar içinde donmak üzere buldu.
Yetkililer, hastaneye donmak üzereyken yetiştirilen 5 kişinin durumunun da kritik olduğunu ve bu kişilerin ısıtılma tedavilerinin sürdüğünü duyurdu.