Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
doyurabilmek
  • -i Doyurma ihtimali veya imkânı bulunmak
    "Senin gibi azgın bir delikanlıya vereceğim ilk ders, doyurabildiğin kadının sana vereceği tadın ne kadar önemli olduğudur." - R. Mağden

"doyurabilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.

Derme çatma bir evde yaşam mücadelesi veren kadın, çocuklarının karnını doyurabilmek için gece gündüz naylon topluyor.

Dostluk ve dayanışmanın doruğa çıktığı yemekte birbirlerini doyurabilmek için yarışan vatandaşlar ise dikkatlerden kaçmadı.

Kaçınılmaz olarak, artan nüfusu doyurabilmek amacıyla, birçok yaşamsal ürün, kimyasal gübre kullanılarak ve katkı maddeleriyle piyasaya sürülecek.

Aydın Efeler ilçesinde yaşayan Saniye Aslan, zor durumda olan kedileri doyurabilmek için tüm parasını mamaya harcadığını belirtti.

Suriyeli genç karnını doyurabilmek için para karşılığında Avrupalı erkeklerle ilişki pazarlığına girdiği anlar kameralara yansıdı.

İlçede hayvancılıkla uğraşan 17 yaşındaki Ramazan Erdoğan, koyunlarını doyurabilmek için çimenlerin üzerinde biriken karı kürekle açarak, koyunlarının otlamasını sağladı.

Biz hem bu hayvanların karnını doyurabilmek hem de bu konuda toplumsal bir farkındalığı gözler önüne sermek istedik.

Sabahın erken saatlerinde karınlarını doyurabilmek için limanda balıkçıların denizden dönmelerini bekleyen kedileri balıkçılar doyuruyor.

Yerel gazetelerin haberlerine göre, patlıcan çalmaya yeltendiği gerekçesiyle kendisini sanık sandalyesinde bulan adam maddi durumunun kötü olduğunu ve çocuklarının karnını doyurabilmek için bu yola başvurduğunu söyleyerek kendisini savundu.

Bizim amacımız insanları doğduğu yerde doyurabilmek ve iş, aş sahibi yapabilmektir.