Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Radyo, televizyon veya sahne oyunu biçimine
getirilen (edebî eser)
- Olduğundan daha acıklı, abartılı bir biçimde ortaya konulan
(olay)
"dramatize" kelimesinin kullanım örnekleri.
Dikkatleri üzerine çekmek için yoğun bir istek ve arzu duyan kişi bunu başarabilmek adına olayları inanılmayacak derecede büyütmeye, abartmaya, dramatize etmeye başlar.
İşçi sendikalarının öncülük ettiği göstericiler, başkent Buenos Aires'te bazı yolları kapattı, artan yoksulluğu dramatize etmek için büyük kazanlarda pişirilen et yemeğini yoldan geçenlere ikram etti.
İstismarın dünyanın her tarafında gerçekleştiğine dikkati çeken Sözen, cinsel istismar sonrası olaya fazla duyarsız kalınmaması ve dramatize de edilmeden bir uzmandan yardım alınması gerektiğini belirtti.
Güven, oyununda kadınların yaşamlarını zaman zaman güldürerek, zaman zamda dramatize ederek, tiyatro izleyicisini şaşırtacak.
Kişisel konularda abartıya, gitmeden olayları dramatize etmeden hareket etmeliyiz.
Meseleleri gerçekliğinden kopartıp dramatize ederek topluma sunmak yanlıştır.