Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
eğreti
  • sıfat Belirli bir süre sonra kaldırılacak olan, geçici, muvakkat
    "O gün için oraya eğreti olarak getirilmişe benziyordu." - A. İlhan
  • İyi yerleşmemiş, yerini bulmamış olan
    "Konuk kadının durgunluğu evdeki tedirginliktendi, iğne üstünde oturuyormuşçasına eğretiydi duruşu." - B. Günel
  • Takma
    "Eğreti diş. Eğreti bacak."
  • Belli belirsiz
  • Uyumsuz, yakışmamış
  • zarf İyi yerleşmemiş, yerini bulmamış bir biçimde
    "Ayakları karada ama eğreti duruyorlar rıhtım taşları üzerinde." - Z. Selimoğlu
  • zarf Üstünkörü, ciddiye almadan
    "Her işi eğreti yapar oldun, her işi ucundan tutar oldun." - S. Ayverdi
Zanaat Terimleri Sözlüğü
eğreti

Semerlerin ön ve arka kısımlarında bulunan yarım çember biçiminde şişkinlikler. (*Yalvaç -Isparta)

Yazın Terimleri Sözlüğü
eğreti

bk. eğretileme.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
eğreti

Bir işin gelişigüzel yapılması.

"eğreti" kelimesinin kullanım örnekleri.

Atıf Yılmaz yönetmenliğinde çekilen Eğreti Gelin filmindeki Kostak Emine karakterine hayat veren Nurgül Yeşilçay, bu filmde sergilediği performansıyla 12.

Operasyonda odunluk görünümlü içinde odunlar olan, üzeri branda ile örtülü eğreti bir yapı içinde elektrik fişine takılı halde ışıkları yanar vaziyette 2 adet sehpa üzerinde kumar makineleri olduğu görüldü.