"edep" ne demek

"edep" kelimesinin kullanım örnekleri.

Eğer sabrımızı taşırırlarsa, bize tepeden bakıp asap bozucu imalarına, edep dışı ifadelerine devam ederlerse unutmasınlar ki, biz de gafile söylenecek ne söz biter, ne de tepki diner.

Karakaya, yaptığı yazılı açıklamada, siyasetin söylem ve ifadelerinin, nezaket sınırları içerisinde belagat sanatıyla birleştiğinde değer ve anlam taşıdığını belirterek, CHP'nin bazı siyasetçilerinin, MHP ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile ilgili edep ve adap sınırlarını aşan açıklama ve nezaketten uzak tavırlarıyla gündemde yer tutmaya çalıştığını savundu.

Milletle, milletin değerleri ile en ufak bağı olmayan, edep ve nezaket fukarası bu şahıslar bizim burada dillendirmeye edebimizin el vermeyeceği hakaret ve galiz küfürlerle insanımıza saldırıyorlar.

Haddizatında edep bahisleri medresenin değil tekkelerin müfredatında yer alır.

Peygamber sevgisinin içini ibadet, ahlak, edep ve haya ile doldurmak gerekir.

CHP sözcülerinin tahrikleri, edep ve haya dışı iftiraları tırmanırsa, bunun acıklı sonuçlarına katlanmak provokasyon kuyruğundaki malum ve müptezel yüzlere düşecektir.

Bu kadar edep dışı, tırnak içinde söylüyorum, haysiyetsizce olaylar ne olmazdı.

Derviş, geçimini sağlayabileceği bir zanaat sahibi yapılır, musiki, şiir, edebiyat, hat, tezhib gibi ruhunu inceltici bir güzel sanat öğretilir, ilim tahsil ettirilir, edep ve erkan öğretilir.

Heyet, toplantının düzenini sağlamak, kanunlara karşı hareketleri, edep törelerine aykırı veya suç işlemeye kışkırtıcı mahiyet taşıyan söz veya fiilleri önleyecek, aykırı bir durum baş gösterdiğinde ise gerekirse zabıtayı çağıracak.

Bakanlığın kılık kıyafet konusunu yeniden ele alması ve doğal ahlak kuralları içinde edep ve haya esaslarına uygun olarak yeniden düzenlemesi gerektiğini belirten Akkiraz başörtüsü yasaklarının kaldırılmasını istedi.