Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
emare
  • isim Belirti, iz, ipucu
    "Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm." - Y. K. Karaosmanoğlu

"emare" kelimesinin kullanım örnekleri.

Çok şükür ki birkaç yıldır artık Erzurum ve çevrelerinde terör namına hiçbir iz ve emare görülmüyor.

Türkiye ile ilgili olarak, AB'de önünün açık olduğuna dair bir emare yok ve bize devamlı nasihat çekiyorlar.

Mahkemeye mütalaasını sunan savcı, sanık hakkında soyut iddia dışında mağdur kız çocuğuna yönelik cinsel saik ile hareket ettiğine dair, mahkumiyetine yeter, kuşkudan uzak, inandırıcı, somut yeterli ve kesin delil veya emare elde edilemediğini belirterek, sanığın beraatine karar verilmesini talep etti.

Balıkçılık ve adadaki doğal kaynaklarla beslendiği gözlemlenen ada halkının tarım yaptığına dair herhangi bir emare yok.

MOBESE kameralarını inceleyen güvenlik güçlerinin, Suudi gazetecinin binaya giriş görüntüsü olmasına rağmen çıkışına dair herhangi bir emare bulunmadığı tespitini yaptıkları belirtiliyor.

Duruşma savcısı, esas hakkındaki mütalaasında, sanığın aracı başka bir kişiye sattığına ilişkin beyanından başka hiçbir delil ve emare olmadığını, aracı satın aldığı iddia edilen kişinin kimlik ve adres bilgileri ile iletişim numaralarının bilinmemesi nedeniyle suçta kullanılan otomobilin herhangi bir kişiye satılmadığının değerlendirildiğini kaydetti.

Sanık Osman K'nin avukatı Gündeniz Kalağan, müvekkillinin 20 aydır bu dava nedeniyle tutuklu olduğunu, maktule yönelik ise Türkiye'nin çeşitli Adli Tıp Kurumlarında ölümüne ilişkin rapor düzenlendiğini belirterek, bu raporlarda cinayete ilişkin hiçbir bulgu ya da emare bulunmadığını ileri sürdü.