Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
engelleyici
  • sıfat Engelleme özelliği olan (kimse veya şey)
  • isim Depolanan benzinlerde gazlaşmayı, yağlama yağlarındaki renk değişimini, türbin yakıtlarında korozyonun istenmeyen etkilerini önleme veya geciktirme vb. amaçlar için kullanılan, petrol ürünlerinde doğal olarak bulunan veya çok küçük oranlarda sonradan katılan bir madde, önleyici, inhibitör
Biyoloji Terimleri Sözlüğü
engelleyici

Bir faaliyeti ya da olayı kontrol eden ya da engelleyen herhangi bir madde. İnhibitör.

Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü
engelleyici

Bir faliyeti veya olayı kontrol eden veya önleyen madde, inhibitör.

Yazın Terimleri Sözlüğü
engelleyici

bk. eğretileme.

Fiziksel Kimya Terimleri Sözlüğü
engelleyici

Tezgenin çalışmasını önleyerek, tepkime hızını azaltan katışkı.

Uygulayım Terimleri Sözlüğü
engelleyici

kimya: Tezgenin etkisini önleyerek tepkime hızını azaltan katışkı.

Vikipedi
Engelleyici

İnhibitor, inhibisyon veya engelleyici şu anlamlara gelebilir:

  • Korozyon inhibitörü, metal oksidasyon hızını azaltan bir madde
  • İnhibisyon Teorisi, zihinsel bir görevin performansı ile ilgili bir teori
  • Lateral inhibisyon, iki nokta ayrımında yardımcı olan nörolojik bir mekanizma
  • Reaksiyon inhibitörü, kimyasal bir tepkimenin hızını azaltan veya önleyen bir madde
  • Ksantin oksidaz inhibitörü, ksantin oksidaz enzimini baskılayan bir madde

"engelleyici" kelimesinin kullanım örnekleri.

Propolisin, bağışıklık sistemi uyararak hastalıklara karşı vücudun doğal direncinin artmasına ve vücudun kuvvetlenmesine destek sağladığını bildiren Fatma Ebru Koç, “Başlıca faydaları arasında antiseptik (mikroptan arındırıcı), antimikotik (mantarlara karşı), bakteriyostatik (bakteri üremesini durdurucu), astringent (lokal olarak damarları daraltan faktör), spazmolitik (kas gevşetici), antienflamatuar (iltihap giderici), anestetik (sinir hassasiyetini azaltıcı) ve antioksidant (oksitlenmeyi veya moleküllerdeki bozulmayı engelleyici) özellikleri sayılabilir.

İnandığı hayatı baskısız yaşamayı, aynı rahatlıkta kendini ifade etmeyi zor kullanarak engelleyici tutumlar, ciddi bir travmaya dönüşmüş insanımızla devlet arasındaki makasın açılmasına neden olmuştur.

Mevcut çalışmaların okul açılış gününden önce bitirilmesi ve çalışmalar sırasında yerleştirilen şerit daraltıcı ya da trafiği engelleyici aparatların toparlanması sağlanacak.

Çalışmalar sırasında yerleştirilen şerit daraltıcı ya da trafiği engelleyici aparatların toparlanması sağlanacak.

Temizlik çalışmaları kapsamında deniz yüzeyine sıvı emici ve yayılmayı engelleyici bariyerler çekildi.

Deniz yüzeyine sıvı emici ve yayılmayı engelleyici bariyerler çekilerek sürdürülen çalışmalarda denizden numuneler alınarak atığın hangi gemiden sızdığının tespiti için laboratuvara gönderildi.

Bunun yanında tarçının kan inceltici özelliği, kalp sorunu yaşayan insanlar için kan pıhtılaşmasını engelleyici niteliktaşır.

Anevrizmanın, anormal damar yumağı gibi doğumsal ya da sonradan kazanılan bazı damar hastalıkları, kan pıhtılaşmasına engel olan hastalıklar ve pıhtılaşmayı engelleyici ilaç kullanımı, beyin tümörleri ve vaskülit ile seyreden hastalıklar, hipertansiyon, diyabet hastalığı, yaş, yüksek kolesterol , hiperlipidemi, şişmanlık, sigara kullanımı gibi ateroskleroza neden olan risk faktörleri ile oluşabildiğini ifade eden Dr.

Nusret Zencirci ise ızanın da içinde yer aldığı bu tip buğdayların birçok hastalıkta engelleyici özelliği olduğuna değindi.

Papatyanın iltihap giderici özelliğinin yanında, alerji oluşumunu önleyici, mikropların gelişimini engelleyici özelliği vardır.