Güncel Türkçe Sözlük
-
isim, müzik Çalgı
"Bu konserde mevcut enstrümanlarda tam bir isabetsizlik mevcuttu." - A. H. Çelebi
-
ticaret Mali belge
"enstrüman" kelimesinin kullanım örnekleri.
Ama konaklayanlar arasında, ille de eli enstrüman tutan veya sesi akortlu birkaç kişi bulunur.
Dolayısıyla Türk müziğini böyle bir sistemle öğrenmek, enstrüman çalmalarını sağlamak, özellikle kendi enstrümanlarımızın böyle bir eğitim sistemine açılması bizim başlıca hedeflerimizden biri.
Öte yandan, Batılı ülkelerde olduğu gibi ekonomik suça ekonomik ceza ilkesi gereğince, artık hapis cezası, iflas erteleme gibi yaptırımların uygulanmaması ve ülkemizde çeklerin vadeli bir enstrüman gibi kullanılması da karşılıksızlık oranlarını arttıran önemli unsur.
Şef Gümülcine, burada yaptığı konuşmada, dernekte haftada iki gün enstrüman ve repertuar, bir kez de usul, nota, nazariyat dersleri verildiğini söyledi.
Bir ses sentezleyici yardımıyla yürüyen, dans eden, enstrüman çalıp şarkı söyleyebilen HUBO grubu, borudan imal edilen müzik aletlerini kullanıyor.
Dekanlık personeli Murat Özgökmen öncülüğünde gerçekleştirilen çalışmada doktorlar ve doktor adayları, hastane koridorları, ameliyathaneler, hasta ve hekim odalarında klip için hem enstrüman çaldı hem solistlik yaptı.
Bir alışveriş merkezinde düzenlenen programda, keman, gitar, piyano, flüt, darbuka, tef ve davul enstrüman eğitimi alan öğrencilerden oluşan koro türkü ve şarkılar seslendirdi.
Vurmalı çalgıları deneyerek eğlenceli anlar geçiren çocuklar, bir enstrüman çalmayı öğreneceklerine de söz verdi.
Birisi akıcı ve güzel bir yabancı lisan konuşabilme, diğeri de enstrüman çalabilme yeteneği.
Bu süreçte sesleri iyi olan öğrenciler oluşturulan koroya dahil edilirken, enstrüman çalabilme yeteneği olanlar ise enstrüman eğitimi aldı.
Bu arada Çalgıcı Mektebi Bölümü için enstrüman kurslarına alım sınavı 29 Eylül Cumartesi günü yapılacak.