Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
esef
  • isim Üzüntü, kaygı, tasa
    "Ötekilerin yüzünde onunki gibi esefle karışmamış, bambaşka bir öfke vardı." - T. Buğra
  • Yerinme

"esef" kelimesinin kullanım örnekleri.

Çukurova ilçesi Karahanlı Mahallesi’nde 9 Mayıs 2016’da Hasan Polat yönetimindeki 01 AHD 56 plakalı kamyonet ile Esef Mezereli’nin kullandığı 38 EV 661 plakalı otomobil çarpışmış, kazada otomobildeki Baki Kıran ölmüş, Mezereli ise yaralanmıştı.

Bu konunun şu ana kadar yasaklanmış olması bile üzücüdür ve esef verici bir konudur.

Bunun suç ve sorumluluğu kuşku yok ki esef verici tek yanlı kararlarla savrulan, uzlaşmaz çelişkilere sapan, ittifak ahlakından uzaklaşmış politikaların ambargosuna kapılan ABD'nindir.

Akıncı daha sonra kürsüden inerek Esef Şahin olduğu yere doğru ilerledi.

Mustafa Kemal, inatçılığı yüzünden arkadaşının böyle bir firsatı kaçırmasına esef eder.

Türkiye aleyhine faaliyetlerin merkezinde yer alan, terör örgütleriyle irtibat ve iltisakı tespit edilen bir şahsın siyasi baskı ve şantajlarla serbest bırakılması geldiğimiz bu aşamada düşündürücü, bir o kadar da esef vericidir.

Ekipler, görüntüden eşkalini belirlediği şüpheli Esef B'yi Levent Mahallesi'nde yakaladı.

Kalbinde ve kafasında vatan mefhumu sönmüş esef ve endişe verici bu şahsın Cumhurbaşkanı olacağım iddiası da tam bir deli saçması, fecaat boyutta bir akıl tutulmasıdır.

Kalbinde ve kafasında vatan mefhumu sönmüş esef ve endişe verici bu şahsın 'Cumhurbaşkanı olacağım' iddiası da tam bir deli saçması, fecaat boyutta bir akıl tutulmasıdır.