Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
ettirmek
  • Etme işini yaptırmak
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
ettirmek

Hayvanı sağmadan önce yavrusuna az emdirmek.

"ettirmek" kelimesinin kullanım örnekleri.

Özbalcı, mesajında, bayramların hısım akrabayı ziyaret emek ve onlarla görüşmek, aradaki bağı devam ettirmek, akrabanın kusurlarını affetmek anlamına geldiğini belirtti.

Ardından 1980 öncesi Türkiye’de insanları konuşturmak, tartıştırmak anlaştırmak yerine kavga ettirmek isteyen maalesef medya mensupları, maalesef bazı askerler ve de Türkiye’yi yönetenler bizi konuşmaya, tartışmaya davet etmediler.

Akıllı görünmek, kendisinden söz ettirmek, öldükten sonra anımsanmak gibi kaygılar.

Türk antrenörlerinin zekası, para bulmak, takım içindeki sorunları çözmek, olabilecek transferleri ayarlamak takım içindeki entropi ortadan kaldırmak, çünkü yurt dışındaki scout sistemi bizde yok, takım mühendisliğini yapmak ve kendi oyun felsefesini, sistemini bir an önce antrenmanlarla takımına kabul ettirmek ve sonucunda sahaya çıkıp başarıyı elde etmekle yükümlü.

Mücadelede kararlılıkla, tempoyu hiç düşürmeden, baskılama mekanizmasını devam ettirmek suretiyle FETÖ ile de olsun PKK ile de olsun diğer terör örgütleri ile de olsun devletin mücadelesinde aslolan ve önemli olan şey, yılmadan yani gevşetmeden sert ve uygun şekilde devam ettirmektir.

Akarca Mahalle Muhtarı Serkan Ceğen ise, mahallede imece usulü iftar düzenlediklerini ve bunu gelecek yıllarda da devam ettirmek istediklerini belirtti.

Maksatları bu Ülkeyi tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi Sevr ve Mondros da olduğu gibi kendi isteklerini bize dayattırmak bize kabul ettirmek bize diz çöktürmektir .

Çünkü şeytanlar bir araya gelseler, 'İslam'dan ve Müslümanlardan bütün insanları hatta Müslümanları soğutmak, nefret ettirmek, düşmanlaştırmak için bir organizasyon yapalım' deseler belki DEAŞ, El Kaide, Boko Haram, FETÖ gibi bir organizasyon ortaya çıkardı.

Küresel rekabetçilikte büyük bir değişim yaşandığına dikkati çeken Avcı, eski alışkanlıklarını devam ettirmek isteyen işletmelerin ayakta kalmasının mümkün olmadığına dikkat çekti.

Yaşanan cinayetlerin ardından Adem Güney ve Figen Yıldırım, cinayetler sırasında ellerinde oluşan kesikleri tedavi ettirmek için polikliniğe gitti.

Güzel bir hava yakaladık, bu havayı devam ettirmek için de elimizden geldiği kadar çalışmaya devam edeceğiz.

Başkan Musa Aydın, etkinlikte yaptığı konuşmada, Türkiye'nin güreşte yakaladığı başarıyı devam ettirmek istediklerini aktardı.

Sorgulanmak üzere emniyete götürülen Veli E'nin ifadesinde, ipini koparıp kaçan atını yakaladığında karnının şiş olduğunu fark edip, çok yiyecek yediğini düşünerek hareket ettirmek amacıyla yavaş yavaş evine götürdüğünü, kötü bir amacının olmadığını söylediği öğrenildi.

Bu sirkülasyonu, hem otoparkı, hem fiziksel mekanı, yani içerisi ve dışarısı ile birlikte idame ettirmek mümkün değildi.

Hem ailesinin hayatını idame ettirmek hem de kardeşlerinin eğitimlerini sürdürebilmesi için 10 yaşında çalışmaya başlayan Kürşat, 9 kişilik ailesini geçindirebilmek için amcasının lokantasının önüne kurduğu kulübede döner kebabı yapıyor.