Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Bir şeyi olduğu gibi akılda tutmak, ezber etmek,
hıfzetmek
"Aradan 70 yıl geçmesine rağmen Akif'in torunları o şiiri hâlâ ezberliyor." - A. Kabaklı
"ezberlemek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Bilgi depolamak, formül ezberlemek gibi işlemlere ihtiyacın kalmadığı bir yaklaşım sergilenecektir.
Ezberlemek yerine bilgi üretebilen, muhakeme gücü yüksek, iş birliğine açık, problem çözme becerisi yüksek, eleştirel düşünebilen ve hayat boyu öğrenmeyi benimseyen gençler mutlaka bizleri aydınlık yarınlara kavuşturacak.
Atölyede deneyler yapan öğrenciler, Fen bilimlerini kitap üzerinden ezberlemek yerine, deney ve gözlem yaparak öğreniyor.
Çocuklara bilimi sevdirmek, eğlenirken de öğretmek için Fen Bilimleri Atölyesi açtıklarını dile getiren yetkililer, bu atölye sayesinde çocukların deney ve gözlemler yaparak bilimi ezberlemek yerine öğrendiğini kaydetti.
İl Milli Eğitim Müdürü Murat Yiğit de projeyle var olan bilgileri ezberlemek yerine bilgiyi üretip projeler geliştirebilen bir gençlik yetiştirmeyi hedeflediklerini dile getirdi.
İletişim uzmanı iletişimi kağıttan okursa, matematikçi 20 yıldır aynı dökümlere bakıp formülle eğitim verirse ve 'Hangisi doğrudur' sorusunda kafa karıştırmak için, sırf ezberlemek, ezberletmek için sistem uygulanırsa bu iş olmaz.
Burada bazı insanların luh ya da lef denilen bir tahta parçasına ezberlemek istedikleri ayetleri yazdıklarını ve bundan bile mahrum olanların kumlara ayetleri yazarak ezberlediklerini gördük.
Hafızlarımız ezberlemek için onlarca defa okur, hafız olurlar unutmamak için yine okurlar ama usanan hiç olmaz.
İzmirli vatandaşlar çarpım tablosu ezberler gibi ulaşım ücret tablosunu ezberlemek zorunda mı?