Kelime tanımını bul

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
fışkıran

Bir çeşit av ördeği.

"fışkıran" kelimesinin kullanım örnekleri.

Patlayan borudan fışkıran tazyikli suyun kuvvetiyle yolun bir kısmında çökme meydana geldi.

Ortahisar ilçesindeki Tabakhane Köprüsü çıkışında dün akşam saatlerinde yer altından geçen su borusu patlamış, patlayan borudan fışkıran tazyikli suyun kuvvetiyle yolun bir kısmında çökme meydana gelmişti.

Yokuşbaşı Mahallesi'nde içme suyu isale hattı patladı, fışkıran tazyikli su metrelerce yükseldi.

Borunun patlaması ile birlikte fışkıran su metrelerce havaya yükseldi.

Patlamanın etkisiyle boru hattından fışkıran tazyikli sular mahalledeki evleri etkiledi.

Hattan fışkıran basınçlı suyun isabet ettiği bir işçi öldü, bir işçi yaralandı.

Ülkemiz, Anadolu'nun her köşesinden fışkıran tarihi zenginlikleri ile adeta bir açık hava müzesidir.

Dairesi maşeri vicdana tercüman olmuş, Türk milletinin ruh kökünden fışkıran çığlığa bigane kalmamış, kalamamıştır.

Her köşesinden tarih fışkıran yerleşkede şimdiye kadar savunma kulesi, kilise, yönetim binası, konutlar, tahıl ve silah depoları, sığınaklar, kaya mezarları, su kanallarının yanı sıra Roma dönemi Mithras dinine ait yer altı tapınağı ortaya çıkarıldı.

Patlayan vanadan fışkıran tonlarca ham petrol nedeniyle bir mahalle boşaltıldı.

Patlayan boru hattından fışkıran tonlarca ham petrol dışarıya akmaya başladı.