Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Eden, yapan, işleyen
"Vilayetin bir yerinde faili yakalanamayan bir irtica vakası çıkar." - R. N. Güntekin
-
isim, dil bilgisi Özne
-
isim, hukuk Hukuki sonuç doğuracak bir suç işleyen
kimse
Vikipedi
Fail Portekiz'de Viseu belediyesine bağlı olan, 6,92 km yüzölçümüne sahip, 778 nüfuslu ( 2001) bir bucaktır ( Portekizce: freguesia).
"fail" kelimesinin kullanım örnekleri.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle toplumsal cinsiyet temelli şiddet dediğimiz şiddet biçimlerinden kaynaklanan bir güç dengesizliği ve asimetrik ilişki nedeniyle fail bu gücünü cinsellik kullanarak şiddet uyguluyor.
Fransa işgal ve işgalcilik konusunda fail arıyorsa, kendi geçmişini yoklaması yetecek, hatta fazla bile gelecektir.
Tanık ve mağdurların olayla ilgili bilgi ve görgüsü olmadığı halde başkasının ağzından olayı senaryolaştırarak anlatması suçlamaya kuvvetlilik kazandırmak için faile kendilerini ve yakınlarını tehdit ettirmeleri duruşmada birden bire tanık olup fail yaratıp teşhis yapmaları ifadelerin tek bir merkezden yönlendirildiğini göstermektedir.
Şu ana kadar üzerinde durduğumuz sorunların örneğin işkence sorunlarında özellikle fail ve meful belliydi.
Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.
Bunlar kendilerine ulaşılamaması ve bazı kamu kuruluşlarında yapılanabilmek için beni fail yapıp daha sonra amaçlarına ulaşmaya çalıştılar.