Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
frenlemek
  • -i Bir taşıtın, mekanizmanın hareketini fren yardımıyla yavaşlatmak veya durdurmak
  • Bir gidişin, bir tutumun aşırılığını önlemek, gemlemek
    "Adam fena sinirlendi. Ama durdu, düşündü, kendini iyi frenledi." - H. Taner

"frenlemek" kelimesinin kullanım örnekleri.

Zengin lifli yiyecek olan cennet hurması açlık seviyelerini frenlemek için şeker hastaları tarafından tüketilebilir.

Hırsımızı frenlemek için bilinçli bir çaba içerisinde olalım, zira ilişkilerimizde ters düştüğümüz durumlar artabilir.

Uluslararası toplumun, Libya'da seçimlerin düzenlenmesine yol açan siyasi süreci frenlemek veya zayıflatmak isteyen herkese karşı hareket etmek zorunda olduğu vurgulanan açıklamada, Fransa'nın Avrupalı müttefikleriyle gelecek haftalarda terör örgütleriyle mücadele, göç akışının kontrolü ve Libya'da seçimlerin düzenlenmesi için çalışacağı kaydedildi.

Bu terör hareketleri ve 15 Temmuz bizi frenlemek için yapılan hareketlerdir.

Çünkü Kenan Evren cumhurbaşkanı olacak geçici maddeyle, Kenan Evren her şeyi kontrol edebilsin, bu halka çok güvenilmez, bu halk cahildir, bu halk kime oy vereceğini bilmez, bizim hoşumuza gitmeyen hükümetler iş başına gelebilir, onları frenlemek bizim elimizde olsun.

Sendikaya göre hükümetin ve otomotiv sektörü temsilcilerinin amacı ülkede otomotiv sektöründe yükselen işçi ücretlerini geri kalmış ülkelerden getirilen işçilerle frenlemek.

Merkez Bankası bir yanda faizi indirerek sıcak parayı frenlemek istiyor, öte yanda tüketimi frenlemek için kanuni karşılıkları yükselterek bankaların kredileme güçlerini kısmaya çalışıyor.