Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
görünüş
  • isim Görünme işi
  • Gözün ilk bakışta veya zihnin dolaysız olarak algıladığı şey
  • Gerçeğe uymayan dış görüntü, zevahir
    "Görünüşe aldanmamalı."
  • Bulunulan bir yerden görülebilen alan, görünüm, manzara
    "Van gölünün görünüşü eşsizdi." - N. Cumalı
  • dil bilgisi Fiillerin belirttiği oluşların süresi, gelişmesi ve bitmesiyle ilgili bütün biçimleri kapsayan dil bilgisi kategorisi
    "Atıldı atılacak, düştü düşecek; gelmiş olmak, gidecek olmak."
Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
görünüş

(astronomi)

Tarama Sözlüğü
görünüş

Sarayın merasim salonu.

Dilbilim Terimleri Sözlüğü
görünüş

En çok İslav dillerinde eylemin bitmiş veya bitmemiş olduğunu göstermek üzere fiillerde görülen şekil farkı.

Yöntembilim Terimleri Sözlüğü
görünüş

Bir nesnenin öze ilişkin olmayan ikincil özellikleri.

Gramer Terimleri Sözlüğü
görünüş

Bir fiildeki oluş ve kılışın zaman bakımından konuşan tarafından öznel biçimde değerlendirilmesi; fiilde, dil psikolojisine ve konuşanın kendi değerlendirmesine bağlı zaman kayması durumu: Seninle bu konu üzerinde uzun uzun tartışacağım da bir sonuç mu alacağım? cümlesindeki tartışacağım ve alacağım fiilleri şekil olarak gelecek zaman gösterdikleri hâlde, kişisel öznel bir değerlendirmenin ifadesi olan görünüş bakımından «seninle bu konuda uzun tartışmayacağım ve sonuç da alamıyacağım» şeklinde olumsuz bir anlamı yansıtmaktadır. Aşağıdaki örneklerde de kullanılan fiiller ayraç içine alınan birer zaman kaymasına uğramış bulunmaktadırlar: André Gide böyle bir zamanda peyzajlarımızı fakir ve neşesiz, sanatımızı derme çatma, insanımızı çirkin buldu (çirkin bulmuş anlamında). Takma bir “insanüstü” gözüyle etraftaki ızdıraba tiksine tiksine bakarak geçti (geçmiş anlamında) (A. H. Tanpınar, Beş Şehir, s. 157-158). Fatih’in İstanbul’da bina ettiği ilk sarayın, kitaplarda okuduğumuz satırlardan başka, bir hatırası kalmamış (kalmadı anlamında) ve enkazı kaldı ise toprak altında kalmıştır (kaldı anlamında) (Y. K. Beyatlı, Aziz İstanbul, s. 49). “Dün geceki renkli rüyamda geniş bir bahçede dolaşıyordum. Arkamda billûr gibi bir pınar var. Yanımdakilerden biri bana gümüş bir tasla su getiriyor.” parçasındaki dolaşıyorum, getiriyor fiilleri şekilce şimdiki zaman kipi oldukları hâlde, anlam bakımından geçmiş zamanı, var fiili de yine vardı anlamını vermektedir. Hasta doktora gitmiş (gitse), doktor hastaya getirilmiş (getirilse) ne fark ederdi? (Osman Çeviksoy, Tutuklu Yürek, s. 27). Ekmeklerine o sarı tereyağından sürüp yiyorlar (yediler). Henüz gün ağarmamıştır (ağarmamıştı) (Sevinç Çokum, Derin Yara, s. 110). vb.

Toplumbilim Terimleri
görünüş

Bir nesnenin, bir olayın duyu örgenleriyle doğrudan doğruya algılanan dışsal yönleri.

"görünüş" kelimesinin kullanım örnekleri.

Ebeveynlerden bağımsızlaşma isteği içindeki ergenler arkadaşları ile olmaya, ebeveynleriyle yapılan etkinliklerle ilgilenmemeye, onların kusurlarını bulmaya, güvenlik ve dış görünüş gibi alanlarda verdikleri öğütleri dikkate almamaya, daha fazla mahremiyet istemeye başlıyor ve bu durum aile içi çatışmalara neden olabiliyor.

Görünüş itibariyle çileği anımsatan endirek meyvesi ormanlarda doğal olarak yetişiyor.

Kısacası eğitim, dış görünüş ve entelektüellik gibi konularda kendini çok iyi yetiştirmiş kişiler bencil ve rekabetçi kişiler tarafından daha kolay hedef alınırlar.

Öğrenciler ve veliler tarafından ilgiyle karşılanan eserler, anlamları ile gönle hitap ederken estetikliği ile de okula farklı bir görünüş katıyor.

Görünüş olaraktan çok masum çünkü tırıvırı dediğimiz av aracı 3 kilo 5 kilo belki balık yakalayabileceğiniz bir av aracı.