"güvence" ne demek

"güvence" kelimesinin kullanım örnekleri.

Gazel’in Kudüs Ahdi şöyle: "Tarihin, yasaların ve uluslararası hukukun desteklediği Filistin halkanın haklarını geri almak için, Filistin halkının yanında durarak Kuduz’ün ve Filistinlilerin başkenti olduğunu kabul eder, insan hak ve özgünlüklerinin güvence altına alınması ve uluslaraıs adaletin yerine getirilmesi için Kudüs ve Filistin’in siyonist işgalini reddeder, Filistin halkının meşru haklarını savunan tüm meşru çalışma ve girişimleri desteklediğimi ve Kudüs’ün ebedi Filistin’in başkenti olarak kalabilmesi için elimden geleni yapacağımı kabul ve ahd ederim.

Başkan Altınöz de mesajında, geleceğin teminatı olan çocukları büyük bir sabır ve özveri ile yetiştiren, onların iyi bir birey olması için elinden geleni yaparak yarınları güvence altına alan öğretmenlerin Öğretmenler Günü'nü kutladı.

Anayasacılık akımının gerisinde yatan temel düşünce, devlet iktidarını sınırlandırarak birey hürriyetini güvence altına almaktır.

Bu kapsamda Aster Tekstil, yalın dönüşüm, kalite güvence sitemleri, organizasyonel dönüşüm, stratejik proje yönetimi, insan kaynakları gelişim programları ve endüstriyel ürün geliştirme konularında danışmanlık alacak.

Kazıcı, 20 Kasım 1989 tarihinde BM'nin ''Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesi'' ile hiçbir ayırım gözetmeden her çocuğun sahip olduğu hakları sıraladığını ve güvence altına alındığını söyledi.

Sicilin bağımsızlığı müessesesi güvence altına alınırken, sicile bakanlık dışında hiçbir merci tarafından emir ve talimat verilemeyeceği hükme bağlandı.

Gülen, bilinmedik ve güvence altına alınmamış internet sitelerine girilmemesi gerektiğini vurguladı.

Bunlar, Haksız rekabet yazılımının meslek mensupları tarafından kullanılma mecburiyeti ile Muhasebe, denetimcilik ve danışmanlık İşletmeleri için İşyeri Hizmet ve kalite güvence ilke ve esasları hakkında mecburi karardı.

Bireylerin haber alma, olayları doğru biçimde değerlendirebilme ve eşitlik, adalet, özgürlük esasına dayalı toplum yapısı içerisinde kendisini ifade edebilmesini güvence altına alan aynı zamanda yönetim unsurlarının bireyleri ve toplumu doğru bilgilendirme, yönetim süreçlerine dahil etme ve birey ile devlet arasında sağlıklı bağlar kurulması ve devam ettirilmesi noktasında da kilit bir role sahiptir.

Bir insanın canına kastetmenin bütün insanlığa kastetmek olduğunun öğütlendiği, insanların can ve mal güvenliğinin öncelikle güvence altına alınmasının kutsal bir vazife sayıldığı şerefli bir dine ve tarihe sahip olduklarını belirten Karaaslan, bu düsturu kendine ahlak edinen onurlu bir milletin mensupları olarak hakların kullanılmasının kolaylaştırılması, sürdürülmesinin sağlanması için durmadan çalıştıklarını kaydetti.

Bartın Valisi Nusret Dirim imzasıyla yayımlanan genelgede, vatandaşların ihtiyaçlarının teminine yönelik piyasa koşullarında sunulan mal ve hizmetlere erişiminin güvence altına alınmasının devletin yasal sorumlulukları arasında olduğu anımsatıldı.

Acilen mevduata sınırsız güvence getirilmesini isteyen Soylu, iç talebin canlandırılması için likiditenin artırılması gerektiğini, mali disiplinden vazgeçilmeden mevduat munzam karşılıkları ve disponibilite oranlarında oynanarak likidite yaratılabileceğini söyledi.

Polat, yaptığı açıklamada, vatandaşın temiz hava soluma hakkını güvence altına almak, pasif içicilikten korumak ve tam dumansız hava sahası hedefine ulaşmak üzere başlatılan tütünle mücadele çalışmalarının sürdüğünü belirtti.

Ülkemizde yaklaşık iki yıldır uygulanan olağanüstü halin uzatılmayacak olması nedeniyle mevcut terör örgütleriyle olağan dönemde hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde etkin mücadele edilebilmesi ve son darbe teşebbüsüne benzer bir müdahale girişiminin yeniden yaşanmaması amacıyla, anayasal güvence altındaki temel hak ve özgürlükler korunmak suretiyle soruşturma ve kovuşturmalar ile disiplin soruşturmaları bakımından gerekli olan hükümleri ve ihtiyaç duyulan idari tedbirleri düzenlenmek için bu Kanun Teklifi hazırlanmıştır.

Kürtlük inkar ediliyordu şimdiye kadar şimdi efen din kardeşiz zorda olsa diye biliyorlar peki yasal güvence hani yok.